Propagandanın gücünü anlayamamak!
Müslümanlar, sosyal bilimlerde dünyanın çok gerisindeler. Henüz yirminci yüzyılın ortalarını bile yakalamış değiller.
Bunun için geleneksel dünyayı anlasalar da günün sosyal meselelerini tahlil etme kabiliyetinden çok çok uzaklar. Bu konuda başkalarınca yapılan tahlilleri de anlayabilecek durumda değiller.
Kültür-medeniyet ayrımı, din ve medeniyet bütünlüğü gibi konulara yabancılar. Bunun için sosyal bilimler alanındaki önerileri de hâlâ önemsemiyorlar. Hatta tepkiyle karşılıyorlar, haddini aşmak olarak değerlendiriyorlar.
Başarısızlıklarını da imparatorluklar devrinin Müslüman toplumu reayaya dönüştüren söylemleriyle haşa zamanın bozulmasına ve kaderin cilvesine bağlıyorlar.
Bu hâlleriyle hâlâ İbnü’l-Esîr’in tasvir ettiği “Moğol kılıcı için bekleyen Müslüman” tasvirinden çok da farklı durumda değiller.
O günün “imparatorluk Müslümanı”, propagandanın öldürücü gücünü anlamadığı gibi, bugünün Müslüman önderleri de propagandanın öldürücü gücünü anlayabilmiş değiller. Anlamadıkları için de İslam ümmetinin, ümmetin gençliğinin emeklerini heba ettiler ve heba etmeye devam ediyorlar. Bundan bir acı da duymuyorlar. Çünkü yaşananları mutlak mukadder biliyorlar.
Oysa Hz. Peygamber sallallahü aleyhi........
© Doğruhaber
visit website