Kapitalizm sadece “ekonomi” değildir!
Kapitalizm, denince herhâlde herkesin aklına “para” gelir. Haksız da sayılmayız. Kapital, maldır ve mal, paradır.
Lâkin Yahudi uygarlığı, düşünürler bağlamında Beniisrailî peygamberlerin laik karşılıkları gibi şekil bulmuş. Meseleye buradan bakıldığında ise bu uygarlığın, bir bölümü birbirinin çağdaşı olan yüzlerce düşünürünün yanında, birbirini takip eden iki öncü ismi vardır. Bila teşbih, Ülü'l-azm peygamberler misali… Marks ve Freud: Kapital ve zevk. Öyle de değil, aslında para ve tüketim.
Dışarıdan bakarsanız Marks sosyalisttir, parayı paylaştırmaktan yanadır. Freud da bir hekimdir, hastaları iyileştirir. Hakikat şu ki Marks, kapitalizmle zenginlikleri ele geçiren Yahudi uygarlığına sosyalizmle yoksulluğu sadece teslim etmiştir. Freud ise insanlığı psikiyatri üzerinden zevk esiri/tüketim müptelası yapmıştır. İkisi bir araya geldiğinde ortaya para ve tüketim ikilisi çıkar ki bu, insanlığın baş felaketlerinden biridir.
Marks, hayatın esası iktisattır, deyip ideolojisini para üzerine kurmuştur. Dıştan bakınca böyle. Hakikatte o, ideolojisiyle para etrafında dönen bir hayat kurmaya çalışmıştır. Öyle bir hayat ki iktisat yani para orada haşa, her şeyin belirleyeni hükmündedir. Hayatın tümü paranın etrafında döner. Freud’un ona yaptığı katkı ile de Yahudi uygarlığına teslim olan; para ve zevke, para ve tüketime teslim olmuştur.
Yahudi uygarlığına teslim olmanın siyasette açık yanı ise kapitalizme teslim olmanızdır. Kapitalizm, nihayetinde para ve tüketim üzerinden sizin bütün değerlerinizi etkiler. Sizi siyasette, ahlakta ve nihayette inançta tamamen değiştirir.
KAPİTALİZM; AHLAK, DÜŞÜNCE VE İNANÇ!
Yaz aylarındayız ve özellikle aklı ermeyen gençler, neredeyse çıplak dolaşıyor. Sadece İstanbul gibi metropollerde değil, ücra şehirlerde bile yarı çıplak dolaşanların sayısı neredeyse giyinik olanları geçecek. Artık insanların bedenlerinin üçte ikilik kısmı açıkta; giyinik kısım azınlıkta kaldı.
Sebep; eğitim sistemi, diziler, sinema, sosyal medya diyeceksiniz. Bir de CHP’ye yakın Sol-Kemalist medyanın açtığı siyasal çıplaklık kampanyası… Haklısınız. Hepsinin belli bir oranda payı var. Özellikle Sol-Kemalist medyada açılan çıplaklık kampanyaları ile CHP çevresi ve diğer Sol partiler, açıklığın çıplaklığa dönüşmesinde etkili. Bunlar sahada, yüzde otuz civarında bir kitle oluşturuyor ki bu oran; sokakların görünümünü belirlemeye yetiyor. CHP medyası; CHP’yi iktidara taşıyacak bir çıplaklık süreci başlattı. Daha önce pek çok analizde işlediğim üzere günahı siyasal bir araca dönüştürdü, Yahudi uygarlığının değersizleştirme operasyonunu taşeron olarak satın aldı ve hummalı bir çalışmaya girişti. Onun karşısındaki siyasi cephe, böyle bir kampanyanın etkisini göremeyince hesaplar tuttu, kampanya, engelsiz bir şekilde işledi.
Ama her kampanya, bir zemin ister ve CHP’nin kampanyası için, o zemin doğrudan kapitalizmle ilgili: Turizm ve plajcılık.
Turizm, normalde insanların seyahat ve son zamanlarda artık eğlence talebine karşılık gelişen bir iktisadi sektör. Oysa başlı başına bir kültür değişimi, bir dönüştürme aracı. Plajcılık da onun kapsamında.
Dikkat edin, kesinlikle Türkiye’nin en Sol kesimleri sıcak denizlerin sahil şehirleri değildir. Ama sıcak denizlerin sahil şehirlerinin belediyelerinin tamamı büyük farklarla CHP’de.
CHP, Sol-Kemalist hatta kısmen Marksist… Turizm ve plajcılık ise kapitalizmle doğrudan ilgili. Buna rağmen, turizm ve plajcılık ile CHP’ye yöneliş arasında bir tutarsızlık söz konusu değil. Aksine doğrudan ve tutarlı........
© Doğruhaber
visit website