menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ali Emre’nin ‘Mehmed Akif’ romanı üzerine

8 0
21.07.2024

Kurmacanın farkı bu olsa gerek. Kitabın son satırlarını bitirdiğimde üzerime çöken ağırlığı tarif edemem. Her ne kadar bildiğim, defalarca dinlediğim bir kahramanın hayatı olsa da bu kez daha derinden sarsıldığımı söylemeliyim.

Ali Emre’nin son kitabı “Mehmed Akif”ten bahsediyorum. Hakkında pek çok biyografi okumuş olmama rağmen Akif’in hayatını bir de roman formatında okumak çok farklı hisler uyandırdı bende.

Kurmaca dediğime bakmayın. Romanın kurgusu genel olarak arşiv bilgilerine, hatıratlara ve mektuplara dayanıyor. Ali Emre, önceki romanlarında olduğu gibi sıkı bir kaynak taraması yapmış ve Akif’in hayatını âdeta ilmek ilmek işleyerek harika bir esere dönüştürmüş.

Akif hakkında daha önce de birkaç roman okumuştum. Lakin Ali Emre’nin kaleme aldığı “Mehmed Akif” romanı, öncekilere göre daha gerçekçi bir portre çizmeye çalışmış. Bu başarıyı, Ali Emre’nin tarihî roman alanında son on yılda kazandığı tecrübeye borçluyuz. Bu anlamda Nureddin Zengi, Selahaddin Eyyubi ve Baybars’ın ardından gelen Mehmed Akif romanını, Ali Emre’nin yazın tarihinde ayrı bir yere koymamız gerekiyor.

Ali Emre’nin tarihî romanlarının ortak özelliği; gölgede kalmış, hakkı yenmiş veya yeterince anlatılmamış/anlaşılmamış isimleri ele almasıdır. Nureddin Zengi ve Baybars, bu anlamda öne çıkan romanlarıdır. Her iki kahramanın İslam dünyası için ne denli önemli işlere imza attıklarını bu romanlar aracılığıyla öğrenen okurların sayısı hiç de az değildir. “Diz Çökmeyen” isimli öykü kitabında da birbirinden farklı on tarihî şahsiyetin son anlarını anlatan yazarın, eserlerini tarihî bir şuur bağlamında inşa ettiğini görüyoruz.

Her şeyden önce iyi bir şair olan Ali Emre’yi, tarihî roman yazmaya götüren sebep daha çok........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play