menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kudüs, Gazze ve Filistin

15 33
14.04.2024

Gazze’de artık rutin hâle gelen hayasız, ölçüsüz ve hedef gözetmeyen saldırılar, insanlıktan iz taşıyanların kalplerini kanatırken; sözüm ona yaşanan faciaya yoğunlaşıyor dünya devletleri. Ateşkes çağrıları, diplomatik girişimler sonuç vermiyor; çünkü siyonizmin emperyalist kuvvetleri hakikate kör ve sağır bir algıyla ve ısrarla zulümle aynı safta duruyor. En vahşi savaşlarda dokunulmaz olan diplomatik misyonlar vurulurken bile hakikat görmezden geliniyor. Haddini aşanlar koruma altına alınıyor. Adaleti sağlayamayan Orta Çağ serf ve ağalık sistemi kurumsal olarak yaşatılıyor.

Otuz üç bin insanın soykırıma uğradığı, yetmiş binden fazla insanın yaralandığı, iki milyon insanın açlığa ve susuzluğa mahkûm edildiği bir dünyada insanlar insanlıklarından, Müslümanlar bayram kutlamanın utancını yaşamaktan utanmıyorlar. Siyonizm ve destekçisi/sponsoru ABD ve Batı’nın göstermelik ve politik ateşkes çağrıları her geçen gün vahşileşen İsrail’in durdurulamaması meselesi üzerine yeniden düşünmek gerek. İsrail, Gazze soykırımı ile Filistin’in devlet olma hakkını gündemden düşürüyor. Filistin ve Kudüs’ün işgal edilmişliği Gazze ve Gazze’deki soykırımla perdeleniyor. Filistin davasındaki idrak ve şuur düzeyimiz algıya indirgenerek daraltılıyor. Mescid-i Aksa ve Kudüs bombalanmıyor ama, Müslümanlar bölgede serbestçe ibadet edemiyor; yaşla ve sayı ile sınırlı bir serbestlik tanınıyor gibi görünüyor/sunuluyor ve bölge bombalanmadığı için gündemimizde değil!

Balfour Deklarasyonu ile başlayan süreç BM Genel Kurulu’nun 29 Kasım 1947 tarihinde kabul ettiği 181 sayılı karar ile “Filistin’de Arap ve Yahudi devletleri kurulmasını öngören plan” artık hatırlanmıyor. Karar tek taraflı bir yorumla 14 Mayıs 1948 günü İsrail Devleti’nin kuruluşuna imkân sağlarken; Filistinlilere 15 Mayıs’tan itibaren “Yevmü’n-Nekbe” (Felaket Günü) sürgün, işgale maruz kalmak ve göçe zorlanmak kaldı. Nekbe Günü’nden itibaren katledilen, evleri işgal edilerek göçe zorlanan Filistinli sayısı milyonlarla ifade edilir. Yüzlerce köy boşaltıldı ve yerleşimci maskesiyle coğrafya Yahudileştirildi. Yafa’dan sürülenleri, sürülüp çıkarıldıkları toprakları, Kudüs’teki işgal ve yerleşimcileri çoktan........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play