menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Filistin’de her gidiş, dönüşü olmayan bir gidiştir

15 1
25.02.2024

“Filistin meselesi” ile karşılaşmam, 1970’li yıllardaki ilk gençlik günlerime tekabül eder. Nakba’dan otuz yıl sonra öğrendiğim Filistin meselesi, yaşadıkça ve yaşamanın farkına vardıkça insanlık vicdanında derin izler bırakan acı ve zulümlere tanıklıklarla geçti. Zulüm mesaisi devam ediyor. Mülteci bir Filistinli ile ilk karşılaşma ve sohbet etme imkânını 1979 yılında Mekke’de yaşadım. Bir grup arkadaşla katıldığım Muhammed Kutup konferansından sonra orada öğretim üyesi olan bir Filistinliydi. Ve Filistin’e dair kesintisiz en uzun süreli yazıları da yarım asır sonra Diriliş Postası’nda yazdım ve galiba yazmaya da devam edeceğim. 7 Ekim 2023 sonrası bir veya iki eksikle aralıksız her pazar Filistin’i ve Gazze’deki siyonist zulmü yazmaya devam ediyorum. Bugün olup bitenleri anlamak için de geçmişe bakmak gerek. Hafızasını yitiren milletler maalesef yaşadıkları vakte dair tarih yapamıyorlar ve geleceklerini de inşa edemiyorlar. Tarih, coğrafya ve medeniyet verilerinin her biri birer hafıza kaydı olarak raflarda tozlanmaya bırakılmış durumda. Ve her metin ürpertici, uyarıcı, düşündürücü ve günün dünden farklı olmadığını ortaya koyucu niteliktedir.

Filistin topraklarında kolonyal bir Yahudi Devleti fikrinin öncü isimlerinden biri Fransız cüce komutan Napolyon’du. 1797 yılında Akka’yı kuşatarak Filistin topraklarında ilerleme ve idealini gerçekleştirme hedefi kursağında kaldı. Osmanlı Devleti bu ilerlemeyi durdurdu. Kırk yıl sonra İngilizler aynı ideallerle bir devlet kurmak istediler. O tarihlerde Filistin topraklarında sadece üç bin Yahudi yaşıyordu. Ve İngiltere bölgede sürekli araştırmalar yaparak raporlar hazırlıyor, İngiliz elçiliği vasıtasıyla Osmanlı yönetimini Yahudilere toprak vermeye ikna etmeye çalışıyordu. 1907 yılında İngiliz hükûmetinin iki Haham’a hazırlattığı raporun son cümlesi, “Gelin çok güzel ama başkasıyla evli.” diye bitiyordu. Kudüs ve Filistin toprakları Filistinlilerindi.

Birinci Dünya (Paylaşım) Savaşı ve Batı’nın Orta Doğu olarak tanımladığı ilahi dinlerin kalbi olan bölge “Mezopotamya – Bereketli Hilâl, Münbit Hilâl veya Verimli Hilâl” 1948’de ideolojiye dönüştürülmüş siyonist temsilcilerine devlet kurmak üzere verildi. Ve aynı yıl Filistinlilerin Nakba olarak niteledikleri........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play