Yapay zekâ ve çevre sorunları: Astarı mı yoksa yüzü mü pahalı?
Yapay zekâ, çevre sorunlarının çözümünde faydalı olabilir mi? Giderek bir çöplükten daha beter hâle getirdiğimiz dünyamızda mevcut çevresel sorunları halletme konusunda yeni kahramanımız işe yarar mı?
Adamlar 2045 yılında teknoloji sayesinde ölümsüzlüğü elde edeceklerini iddia ediyorlar. İnanmıyorsanız Times dergisinin “2045: İnsanın Ölümsüzleştiği Yıl” kapağıyla çıkan 2011 yılı şubat sayısına bakabilirsiniz. Ben de kalkmış çevre sorunlarını çözmede yapay zekâ faydalı olabilir mi diye soruyorum.
Benimki de soru işte!
Yine de çevre sorunları söz konusu olduğunda her derde deva olarak sunulan yapay zekânın yaldızının döküldüğünü belirtmem gerek.
Ama önce yapay zekânın çevre sorunlarının çözümünde önemli bir araç olarak öne çıktığını söyleyenler nelere vurgu yapıyor, onlara kısaca değinelim.
Yapay zekâ konusunda iyimser olan “uzmanlara” göre, yapay zekâ özellikle iklim değişikliği ve karbon ayak izi azaltma konusunda yeni kurtarıcımız olabilir.
Çok sık duyduğumuz “karbon ayak izi” insanların veya kuruluşların faaliyetleri sonucu atmosfere salınan toplam sera gazlarını ifade ediyor. Sera gazları da güneşten gelen ışınları yeniden yayarak dünyanın ısınmasına neden olan gazlar.
Sera gazları atmosferde birikip dünyanın sıcaklığını artırıyor, ortaya çıkan ısınma da kuraklık ya da sel gibi iklim değişikliklerine yol açıyor. Bir yandan da buzullar eriyor, deniz seviyeleri yükseliyor.
Bozulan denge sonuçta sadece insanların değil, bitki ve hayvan türlerinin de yaşam alanlarını etkiliyor.
Kısacası “karbon ayak izi” kişi veya kurumların çevreye verdiği zararın göstergesi olarak kabul ediliyor.
Sera gazları için, enerji verimliliğini artırmak ve yenilenebilir enerji........
© Diriliş Postası
visit website