menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Herkesin “umwelt”i kendine

9 6
04.10.2024

İsrailliler ile Filistinliler ya da AK Partililer ve CHP’liler aynı dünyada mı yaşıyorlar? Ruslar ile Ukraynalılara veya Amerika’daki Demokratlar ile Cumhuriyetçilere ne dersiniz?

Akla yatkın ve beklenen cevabın “herhâlde yani” olduğu gayet açık.

Peki, aynı dünyada yaşıyorlarsa, aynı şeyi neden bu kadar farklı yorumluyorlar?

ABD Dışişleri Bakanlığının eski politika planlama direktörü ve Princeton Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Fahri Profesörü Anne-Marie Slaughter, bu soruyu Pulitzer ödüllü gazeteci Ed Yong’un “Uçsuz Bucaksız Bir Dünya” isimli kitabından esinlenerek cevaplıyor.

New York Times’ın en çok satanlar listesinde yer alan kitabın alt başlığı; “Hayvan Duyuları Çevremizdeki Gizli Dünyaları Nasıl Ortaya Çıkarır?”. Yong kitabında, balık, böcek veya maymun, farklı hayvan türlerinin kendilerine ait farklı duyulara sahip olduğu gerçeğini hatırlatıyor.

Sahip olunan duyusal özellikler her bir hayvan türü için deyim yerindeyse bir “duyu baloncuğu” oluşturuyor. Dünya, duyuların izin verdiği kadarıyla oluşturulan bu baloncuk içerisinden algılanıyor. Bu da aslında muazzam bir dünyanın ancak küçük bir kesitinin algılanabilmesi anlamına geliyor.

Örneğin insanlar görme duyuları gelişmiş olduğu için birçok rengi görebiliyorlar fakat koku alma yetenekleri oldukça zayıf. Köpekler ise sadece iki renkte görebiliyorlar ama bizimkiyle karşılaştırılamayacak kadar gelişkin koku alma duyusuna sahipler.

Ed Yong, duyu baloncuğunu “umwelt” olarak adlandırıyor. Bahsettiğimiz bağlam içerisinde ifadeyi, Türkçeye “algısal dünya” diye çevirmek mümkün. İki canlı aynı fiziksel mekânda, yan yana dursalar bile gerçekliklerini kendi “algısal dünyaları” çerçevesinde oluşturuyorlar.

Tam da bu yüzden Slaughter’ın dediği gibi, bir gün köpeklerle konuşabilsek bile........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play