Suriyeliler kardeşimizdir
Selman-ı Farisi aslen İsfahanlı. Mecusi bir babanın oğlu. Hakikat arayışı onu önce Şam’a, daha sonra Musul’a, oradan Nusaybin’e, oradan da Ammuriye’ye götürmüş. Ammuriye’de yanında kalıp eğitim aldığı rahip hastalanınca onun yönlendirmesiyle Hicaz’a doğru yola çıkmış. Rahip, Hicaz bölgesinde bir peygamberin gelmesinin yakın olduğunu, onun bildiği üç özelliği olduğunu da anlatmış: Sadaka kabul etmez; hediye kabul eder ve sırtında, iki omzu arasında bir mührü var.
Selman-ı Farisi hakikat arayışını kendisi anlatıyor.
Hicaz bölgesine giderken anlaştığı kervanın kendisini köle olarak Yahudilere sattığını ve en sonunda satın alan Yahudi’nin onu Yesrib’e götürdüğünü anlatıyor.
Yesrib’de hurma bahçelerinde bir köle olarak çalışırken Hz. Peygamber’in (s.a.v) hicret ederek Kuba’ya geldiğini ve ona kendi biriktirdiği hurmalardan götürüp bir defasında önce sadaka dediğini, başka bir defasında hediye diyerek aradığı peygamberin o olup olmadığını anlamaya çalıştığını da anlatır.
Her iki alametin de var olduğunu anladıktan sonra, bir fırsatını bulup Efendi’mizin (a.s.) sırtında peygamberlik mührünü de görünce kendini kaybeder, Hz.........
© Diriliş Postası
visit website