Bünyamin Ateş’in, ‘26. Lem‘a’yı kim tekmil edecek?’ yorumu
Rahmetli Bünyamin Ateş, gerçekten “mümtaz bir şahsiyet”ti. İmanla kabre giren, “muttaki bir mümin”di. “Denî ruhlu”lara inat, taassuptan uzak bir kişiliğe sahip, pek sabırlı biriydi. Muhatabını sonuna kadar dinler, icabında da taşı gediğine kordu. Geçtiğimiz haftalarda, Rahmet-i Rahman’a kavuşan Bünyamin Ateş’in cenaze namazına rahatsızlığım sebebiyle katılamamıştım. Büyük kıymet verdiğim müstesna insanlardan birinin cenaze namazına iştirak edememenin verdiği hüzünle, “Nasip!” diyebildim.
Bazı zamanlarda kendisiyle Arnavutköy’e gider, “hakikat dersi”ni dinlerdik. Müdakkik biriydi. Okuduğunu çok iyi tahlil ve analiz eder, anlattığı meseleyi, muhatabın beynine vazıh bir şekilde yerleştirirdi. Kendisiyle müzakere ettiğim bir konuyu, not defterime şu şekilde kaydetmişim:
RİSÂLE-İ NUR'DA MEVÂLÎ KİMLERE… VELÎ KİME DENK DÜŞÜYOR?..
Üstad Bediüzzaman'ın eserlerine ebced ve cifir hesapları yanında bazı şifreler koyduğu ince bir nazarla bakıldığında ancak müşahede edilmektedir.
Yirmi Altıncı Lem'a'nın (İhtiyarlar Risâlesi) başında şöyle bir kayıt vardır: "Şu Lem'a Yirmi Altı Rica'dır." Sayıp bakalım öyle midir? Hayır, 10 eksiği ile 16 Ricâ'dır. Üstelik On Beşinci Ricâ'ya Üstad tarafından şöyle bir Hâşiye........© Diriliş Postası
visit website