menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İsrail’i durduracak tek yol: Uluslararası izolasyon

65 1
14.05.2024

İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü katliam ve soykırım yedi ayını doldurdu. Tüm dünya 219 gündür İsrail mezalimini izliyor ve bu vahşet karşısında nutku tutulmuş bir şekilde bekliyor.

Şimdiye kadar hep şunları sorduk:

-Efsunlanmış gibi duran dünya, İsrail’i durdurmak için neyi bekliyor?

-İsrail’i kim ve nasıl durdurabilir?

Bu konuda farklı görüşler ortaya atıldı. Kimileri “İsrail’i sadece ABD’nin durdurabileceğini” söylerken kimileri de “Ancak İsrail halkı son verebilir hükûmetlerinin bu hukuksuzluğuna” dedi.

Aslında her iki seçenek de doğruydu.

Evet, ABD’nin İsrail’i durdurabilecek gücü ve imkânı vardı. Ama zaten İsrail’i bu kadar azdıran, uluslararası hukuktan mahfuz hâle getiren de ABD değil miydi?

O zaman nasıl olacaktı da ABD yönetimi, kendi yarattığı canavarı dizginleyecekti? Ya da gerçekten dizginlemek istiyor muydu?

Bu konuda kafalarımız karışık. Zira ABD yönetiminden farklı sesler geliyor. Beyaz Saray, Dışişleri ve Pentagon’un söylediklerine baktığımızda ABD’nin tek bir İsrail politikası olmadığını, her kurumun faklı bir pozisyonu olduğunu müşahede ediyoruz maalesef.

Hâliyle bu durum İsrail’in işine geliyor ve ender de olsa yaşadığı sıkışmışlıklardan bir şekilde sıyırılıyor.

Yani bu koşullar altında ABD’nin İsrail’i durduracak yegâne güç olduğu söylemini artık tedavülden kaldırabiliriz.

Diğer güç olarak bahsettiğimiz İsrail halkının da devam eden katliama engel olma konusunda bazı kısıtları olduğunu söylememiz gerekiyor.

Aslına bakılırsa İsrail sokaklarında uzun süredir Netanyahu ve aşırı sağcı hükûmeti protesto ediliyordu.

Bu protestolarda önce Netanyahu’nun, hakkındaki yolsuzluk davalarından dolayı istifa etmesi talep edilirken 2023 başından itibaren ise hükûmetin ekonomik sorunları çözmek yerine yargıyı ele geçirme planı olarak görülen yargı reformu yasasının iptal edilmesi istenmeye başladı.

Son olarak da hükûmetin 7 Ekim’de Hamas tarafından ele geçirilen rehinleri kurtarmak için yeterli çabayı sarf etmemesi ve onları kurtaracak bir anlaşmaya varmak yerine saldırılara devam edip rehinelerin ölümüne sebep olması eleştirilmeye başlandı.

Her cumartesi Tel Aviv başta olmak üzere tüm şehirlerde sokakları dolduran protestocuların Netanyahu’yu istifaya çağırıp ülkeyi derhâl erken seçime götürmesini istemelerine rağmen şimdiye kadar bu isteklerinin karşılık bulduğunu söylememiz mümkün değil.

Zira sokaklara çıkan topluluklar azınlıkta kalıyor. Her ne kadar yapılan anketlerde Netanyahu’nun muhtemel bir erken seçimde başbakanlığa veda edeceği ve muhalefetteki merkez partilerin hükûmet kuracak çoğunluğu yakaladığı ileri sürülse de İsrail hükûmetinin arkasında hâlâ hatırı sayılır bir milliyetçi-muhafazakâr bir kitlenin olduğunu söylememiz gerekiyor.

Bu kitlenin hükûmetten ne istediğine baktığımızda ise rehinlerin kurtarılmasını sağlayacak muhtemel bir ateşkes veya........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play