Gazze için koruma sorumluluğu kararı: Şimdi değilse ne zaman?
Geçtiğimiz hafta perşembe günü (29 Şubat) İstanbul’da, Filistin Dialog Grubu ile Milletlerarası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi’nin birlikte organize ettiği, Bağımsız Filistin Yolunda Tüm Yönleriyle Gazze Çalıştayı’na iştirak ederek “Aksa Tufanı sonrası bölgesel siyaset” konulu bir konuşma yaptım. Konuşmamda bölgedeki 7 Ekim öncesi durumu hatırlattıktan sonra bugün yaşananları listeleyip aradaki farkı ortaya çıkarmaya çalıştım.
Gazze’deki savaşa ilişkin bölgesel ve küresel aktörler ile Türkiye’nin pozisyonu; Aksa Tufanı sonrası medya, kavramlar, propaganda ve boykot; Gazze savaşına ilişkin insani yardım faaliyetleri ve uluslararası hukuk ile Gazze’nin geleceği, siyaset, diplomasi ve Filistin Devleti başlıklarında dört oturumun yapıldığı çalıştaya, Türkiye’den ve Arap ülkelerinden pek çok akademisyen ve araştırmacı katıldı.
Bu vesileyle nazik davetleri için kısa adı MİD olan Milletlerarası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi’ne teşekkür ediyor ve çalışmalarında başarılar diliyorum.
Çalıştayda konuşan veya müzakerelerde görüş bildiren katılımcıların hepsi İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırımı kınarken mevcut küresel sistemin bu katliamı engelleme konusunda gösterdiği başarısızlığa da işaret etmiştir. Bununla beraber, gerek İslam ülkelerinde yayılan boykot davranışının gerekse de Batı ülkelerindeki halkların bütün engellemelere rağmen sokaklara çıkarak İsrail’i ve onun katliamlarını engellemeyen hatta destekleyen kendi yöneticilerini protesto etmelerinin bundan sonrası için umut verici olduğu konusunda mutabık kalınmıştır.
Ayrıca her ne kadar yetersiz görülse de Uluslararası Adalet Divanı’nın Güney Afrika’nın başvurusuna istinaden İsrail’i soykırım suçlamasıyla yargılayacak olması da şimdi olmasa bile en azından gelecek için daha adil bir dünyanın mümkün olabileceği konusunda hâlâ umutlu olmamıza vesile olmuştur.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin mevcut yapısının dünyadaki sorunların çözümlenmesine katkı sağlamadığının da vurgulandığı sunumlarda, en kısa süre içerisinde mutlaka kapsamlı bir BM reformunun yapılması gerekliliği de tekrarlanmıştır.
Ancak önerilerden bir tanesi gerçekten çok dikkati çekiciydi. Zira bu öneri hâlihazırda BM müktesebatında olan, geçmişte birkaç kez kullanılmış ve bugün de Gazze ve tüm Filistinliler için hayata geçirilmesinin........
© Diriliş Postası
visit website