'Birleşmiş Milletler'in tabutuna çakılan son çivi
Siz bu satırları okuduğunuzda İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları 65. gününü doldurmuş olacak. İsrail 7 Ekim’den beri sürdürdüğü saldırılarda şimdiye kadar yaklaşık 7 bini çocuk olmak üzere 18 binden fazla Gazzeli sivili katletti. 40 binden fazla yaralı var. Hava saldırılarında yıkılan binaların enkazında olduğu düşünülen 4 bin civarında kişiyi de eklediğimizde Gazzeli sivillerin kaybı 22 bini geçiyor.
Tüm bunlar, sözde insan uygarlığının tekâmül ettiği 21. yüzyılda, 2023’ün son çeyreğinde hem de tüm dünyanın gözleri önünde cereyan etti üstelik.
Bu süreçte Türkiye’den yükselen itirazlar ve dünya kamuoyunu doğru bilgilendirmeye yönelik yayınlar dışında neredeyse tüm ülkeler İsrail’in katliamlarına sessiz kaldı. Hadi Batılı ülkelerin İsrail ile aralarındaki ilişki gereği bu vicdansız, ahlaksız tutumlarını anladık da sözde Arap devletleri ve genel olarak Müslüman ülkelerin sessizliğini, tepkisizliğini anlamakta da zorluk çektik. Üstelik bu sessizlik zımni olarak İsrail’in katliamlarını desteklemek manasına gelmekteyken!
Oysaki Batı’daki genel tavırdan farklı olarak İspanya, İrlanda ve İskoçya gibi Avrupa ülkelerindeki sağduyulu, vicdanlı ve her şeyden önemlisi insan onuruna saygı duyan kesimler sokaklara çıkarak; İsrail’in katliamlarını kınayıp Filistinlilere destek verdiler. Hatta bu ülkelerin yönetimleri de diğer Avrupalı devletlerden farklı olarak, İsrail’i işlediği savaş suçlarından dolayı eleştirip bir an önce ateşkes sağlanması ve katliamların durdurulması konusunda alışık olmadığımız çıkışlar yaptılar.
İşgalci İsrail, 7 Ekim tarihindeki Aksa Tufanı saldırısını da bahane ederek yıllardır yapmak için fırsat kolladığı, Gazze’yi de Batı Şeria gibi kolayca yutabileceği bir duruma getirme planlarını devreye soktu. ABD’nin sağladığı askerî ve siyasi destekle Gazze’yi yıkmaya başlayan İsrail’e hiçbir devlet mani olamazken dünya barışını temin ve muhafaza göreviyle donanmış olan Birleşmiş Milletler Teşkilatı da maalesef bu süreçte etkisiz, yetersiz ve aciz kaldı.
İsrail’in hamisi ve velinimeti olan ABD’nin ısrarlı vetoları nedeniyle BM’nin en etkili ve yetkili organı olan Güvenlik Konseyi’nde ne İsrail’in durdurulması ne de ateşkesin sağlanması konusunda karar alınabildi.
Güvenlik Konseyi bu konuda aksiyon alamayınca koskoca Birleşmiş Milletler teşkilatı varlık sebebinden uzaklaşıp kurumlarında binlerce işçi arının çalıştığı ama uygun bir kraliçe arı olmadığı için hiç bal üretilemeyen kısır bir kovana dönüştü.
Buna rağmen hakkını teslim etmemiz lazım ki BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, en azından elinden geleni yapmaya çalıştı.
İsrail’in Filistin topraklarında 75 yıldır sürdürdüğü işgali ve 17 yıldır sürdürdüğü Gazze ablukasını gören ama hiçbir şey yapamayan genel sekreterlere nazaran ilk defa bir BM genel sekreterinin, İsrail’i açık bir........
© Diriliş Postası
visit website