Ulvi Alacakaptan Eski defterler eskimesin
75 yaşımı bitirmek üzereyim; bundan sonra 50/60 yıl anca yaşarım. Rabbime şükürler olsun dopdolu bir yaşam sürdüm.
Hemen hemen her aklımdan geçeni bahşetti yaradan bana.
İnsan geçici de olsa bu dünyada bir iz bırakmak istiyor.
Aktörlük dediğin nedir ki; kendini anlatma isteği, anlatılacak bir değerin olmasa bile…
Örnek olma büyüklenmesi bana çok uzaktır.
Yine de küçüklü-büyüklü hatta ortanca bazı ipuçları verebilirim.
Tiyatro yaşamımdır.
Ve bu sona yaklaştı gibi yani tiyatrom.
15 yılı ‘Karşı Mahalle’de 40 yılı da ‘Bizim Mahalle’de geçti. Bizim(mi)?kilerin Mahallesi’nde geçti.
Hani “deldi de geçti” de dense abartı sayılmasın.
Aralarından ayrıldığım arkadaşlarım arkadaşımdır; yine bir zamanlar Sol’da yaşadıklarımı ortaya döküp saçacak da değilim.
Sokakta bana kötü kötü bakıp, yüz çevirenler boşuna çekiniyorlar benden.
Ve “dönek” diye bakıyorlarsa evet ben bir “Dönek”im elhamdülillah.
Hayy’dan gelip Hu’ya giden bir ‘Dönek’, Rabbimizin bir isminden diğerine sığınan bir dönek.
Bu tabir Cem Karaca’nın “Hakiki Dünya”ya geçişi ardından yazdığım yazının başlığıdır ve kendi yazımdan yaptığım alıntıya intihal denemez bu açık.
Cem Karaca’dan başlayalım…
Gençliğimizin yıldızlarındandı ve hayatta........
© Dikgazete.com
visit website