Senden, benden, bizden...
Laiklik devlet yönetimine dini karıştırmamaktı.
Bizde öyle bir uygulandı ki bireyler özel yaşamında da dini hayatından uzaklaştırdı.
Allah sadece kalbinde artık...
“Dini eğitime, sanata, siyasete vb. hiçbir şeye alet etme, din kalbimde, benim kalbim çok temiz, Allah inancım kalbimde” diyen kesim kendilerine böyle bir din anlayışını uygun ve doğru görürken, dini değerleri, ritüelleri ve sembolleri günlük yaşamına aksettiren insanların eylem ve söylem uyumunu sorgulamanın ve bunlara kendince adeta not vermenin de laikliğe aykırı olduğunu bir türlü görmek istemiyor.
Devlet laik olur birey laik olmaz. “Devlet, bireyin istediği dini, istediği gibi yaşama özgürlüğünü kendini bütün dinlere karşı eşit uzaklıkta tutarak sağlar” ilkesi laikliktir.
Bizde son dönemlerde, devleti yönetenlerin “ahlaklı nesil, dindar nesil yetiştireceğiz” söylemi, devletin resmî kurumlarında din eğitimi veren bizlerin işini oldukça zorlaştırdı.
Dinini öğrenmek isteyenleri, siyasi olarak mevcut hükümet yanlısı ve oy potansiyeli olarak gösterdi bu söylem; bu yüzden deist, ateist, agnostik akımların hedefi oldu samimi olarak dinini öğrenmek isteyen nesil, siyasi muhalifler bu nesille daha çok uğraşmaya başladı, akıllarını çelmek için.
Muhalefet böyle yaptıkça bu sefer de her yere gereğinden fazla imam hatip ve ilahiyat açtı iktidar. Buralardan mezun olanları düşük ‘KPSS’ puanları ile devlet memuru yaparken binlerce işletme, iktisat mezununu ‘BİM’de kasiyerliğe mahkum etmek, ki ben de İmam Hatip ve İlahiyat mezunu bir öğretmenim, SGK’ya denetmen kadrosunu Diyanet’in kadrosuna göre........
© Dikgazete.com
visit website