Ramazan Topraklı Firavun Mısır’a Uluborlu’dan mı gitti?
Makalenin amacı, Akha (Ahhiyava), Hellen ve Yonan halkının ilk görüldükleri yer ile daha sonra geldikleri yeri tartışmaktır. Hellen halkının ataları olduğu kabul edilen Akhalar’ın ilk görüldükleri yer, eski Eğirdir Gölü (Ege Denizi) sahilleridir.
Akhalar’ın buraya geldikleri yer ise Rusya bozkırları değil, Irak ve Suriye tarafları olmalıdır. Boğaz halkı anlamına gelen Hellen (Elin) adı, Kemer Boğazı’nın Hellespontus (Boğaz Geçidi) adıyla ilgilidir.
Truva savaşının mağlubu olan Akhalar veya ön Hellenler, Kemer Boğazı çevresinden, önce Batı Anadolu ve Ege kıyılarına, bilâhare de bugünkü Yunanistan taraflarına göçmüş olmalılar.
Açar Kelimeler: Hititler, Akhalar, Arzava, Hellen, Thrake, Phryg, Grek, Yonan, Ionia, Lydia, Thrakesia
Vikipedi -Akalar, Mora'nın kuzeyindeki Akhea bölgesinin yerleşikleridir. MÖ 1600’lerde Mora'ya Aka istilası başladı. Bu bölgenin şehir devletleri, MÖ 13.-12. yüzyıllarda etkili olan Aka Birliğini kurdular. MÖ 1200’lerde Girit, Çanakkale ve Rodos'u istila ettiler; Ege Denizi'nde söz sahibi oldular vs.- gibi asılsız bilgiler verir.
Prof. F. Kınal’ın Arzava Memleketlerinin Mevkii ve Tarihi adlı kitabını okuduktan sonra Akhalar (Ahhiyava) hakkındaki genel kanaatin yanlış olduğunu gördüm. Akhalar, umumiyetle şimdiki güney Yunanistan’a yerleştirilir (Nakracas, 2003: 21).
Hâlbuki Akhalar’ın (Ahhiyava) Eğirdir Gölü kıyılarında bulundukları artık kesin bir bilgidir (bk. Topraklı, 2023a, 2023b). Ama şimdi buraya nereden geldiklerini ve Yunanistan’a nasıl gittiklerini tartışacağım. Şark kökenli olan bu halk, Türkler’i şarka süreceğim derken, 1176’da kendileri batıya sürüldüler. 19. Asırda tekrar Batı Anadolu kıyılarını işgale başladılar ve Ankara’ya yürüdüler. Ve 1920’lerde tekrar mağlup olarak batıya sürüldüler.
Kanaatimce Akhalar’ın Yunanistan’a gidişleri, Truva harpleri sonunda ve benzer şekilde olmuştur: Maden vs. gibi zenginlikleri ele geçirmek için Eğirdir Gölü’nün şarkı ve Sultan Dağları (İda) eteklerinde bulunan Truva, Firik/Phryg gibi halklara saldırdılar ve mağlup olarak Anadolu’yu terk ettiler. Ne hikmetse Batı bu halkı, -bir yanlış algı sonucu olsa gerek- yerine göre tarihi de tahrif ederek desteklemektedir.
1880’lerde ülkeye gelen bir arkeolog papaz, -bugün, şarkın Anadolu’da asırlardan beri engelsiz devam eden idaresinden sonra, eski cidal yeniden canlanmıştır. Adalar Denizi sahilinde Rum unsuru yavaş yavaş şarklının yerini almaktadır. Yunan ırkının gösterdiği kuvvet ve hayatiyet sahildeki vadileri yavaş yavaş ele geçiriyor. Osmanlı unsur her ne kadar ricat etmiyor yahut açık harple geri sürülmüyorsa da sahilde yavaş, fakat kat'i bir inhilal ile ölmektedir- der (Remsi, 1960: 25). Bir tarihçi de, 19. Asırda Adalar Denizi’ndeki adalardan gelen Rumlar’ın kıyılara yerleştiğini söyler (Erdoğru, 2024). Hakperest bir Yunanlı olan Dr. Georgios ise, “Batı Anadolu’ya Ortodoks Hıristiyanların giderek göç etmeleri, bölgenin demografik yapısında öylesine bir değişikliğe yol açtı ki, 1535’te Aydın vilayetindeki Hıristiyanlar, nüfusun ancak %0.89’unu oluştururken, 1911’de, ılımlı değerlendirmelere göre, ,53 oranına ulaştılar. Müslümanlar ise aynı dönemde y’a düştüler” der (Nakracas, 2003: 77).
İsimler ve anlamları hakkında iyi bilgiler veren Bilge Umar, Göller Bölgesi’ndeki coğrafî değişimi bilmediği için tarihî kentlerin ve ülkelerin yerlerinde yanılır ve -Myken uygarlığını yaratan ön Hellenler (Akhaioslar) veya Hititlerle ilişkileri olan Ahhiyawa halkını Yunanistan’a yerleştirir. Deniz ötesi halkı olan Ahhiyawa, Batı Anadolu’da bazı köprübaşları elde etti, örneğin Milawanda (Miletos) dolaylarına sokuldu. Ahhiyawa ve Akha, Su (Deniz) demektir- der (Umar, 1993: 27). Hâlbuki İlk Deniz teması için Kibyrrhaoitai adlandırması eski Eğirdir Gölü ve civarına işaret eder (Günal, 2023: 56). Miletos denilen Milawanda/Milavata, Uluborlu önündeki Miletopolis’tir (bk.Har.1).
Umar, -Akha’nın Hellen dilinde hiçbir anlamı yok; Lâtin dilindeki Aqua gibi “Su” demektir. Akhaia (Ahhiyawa), aslında Akha-ia “Su (Deniz) –Yurdu” anlamına olmalıdır. İlkçağda biri Akhilleus’un yurdu; diğeri Peloponnesos’un kuzey kıyıları olmak üzere Yunanistan’ın iki bölgesine Akhaia deniyordu. Oysa Akhaios adı, İlyada’da Truva savaşı çağında Yunanistan ve Girit’te egemen olmuş, Mykene kültürü sahibi ön-Hellenler’i anlatır- der (Umar, 1993: 37).
Umar, -Hellen adı ilk ortaya çıktığı dönemde, örneğin İlyada’daki kullanışlarında bütün Hellen ulusunu ve o ulusun yurdunun tamamını anlatmıyordu. Troia Savaşına Akhilleus komutanlığında savaşçı gönderdiğine inanılan bu yörenin halkı da, Troia Savaşı çağında Akhaios’lar denilen ön-Hellenler’den idi. Ellan/Hellen özel olarak yalnız onlar içindi. Bu adın kökeni ile Helena ve Helenos’un kökeni aynıdır ve Luwi dilinin Ela(wa)na, “Boğaz-sal” sözcüğüdür. Peleus’un ülkesi, Akhaios’lardan önceki halkın, yâni Hellenler’in Pelasgoslar dediği halkın ülkesi idi. Bu ülke için Hellenler Pelasgiotis derler. Pela, yâni P(a)-Ela, “Su Boğazı” sözcüğünden türetilmiş; Pelasgos adının öz biçimi Pela-Ska, Pela Yarımadası demektir. Peleus, Pelias ve Pelion gibi, Pela kök sözcüğünden türetilmiş adlar da Su Boğazı’na işaret eder- (Umar, 1993: 239-40). –Hellenler, Çanakkale Boğazı için Helles Pontos, yâni Helle’nin Denizi derler. Kök sözcük El(l)a’dır. İla/İlla, Luwi dilinde “Boğaz, Geçit” anlamına gelir- der (Umar, 1993: 312-13).
Umar, Helenler önceden Pelasgoslar ülkesinde bulunuyorlardı demekle Akhalar’ın Anadolu’da bulunduklarını söylemiş olur. Çünkü Pelasgoslar Göller Bölgesi’nde idiler. Helles Pontus, Helle’nin Denizi değil, “Boğaz Geçidi”, Hellespontus ise, Çanakkale Boğazı değil, Kemer Boğazı’dır. Ben önceleri Hellespontus için Çanakkale Boğazı, Firikya Hellespontus için Kemer Boğazı demiştim, ama bilâhare her iki Hellespontus’un da Kemer Boğazı olduğunu farkettim.
Anabasis’te (Onbinlerin Dönüşü), kadın ve çocukları Kemer Boğazı yanındaki Tralleis’te (Barla) kalan Kyros’un askerlerinin, Kemer Boğazı (Hellespontus) yerine, Karadeniz sahiliyle Çanakkale yöresine getirilmeleri yanlıştır (Ksenofon, 2011: 57).
Kyros’un, kendi yönetimi dışındaki Kherrhonesos’u (Gelibolu) sevk ve idare merkezi yapması ve Hellespontus’un (Çanakkale Boğazı) ötesindeki Thraklar’la savaşarak Hellenler’e yardım etmesi ne demek? (Ksenofon, 2011: 27).
Çanakkale ve İstanbul Boğazı gibi iki ünlü boğaz arasından, Truva için Çanakkale Boğazı’nın seçilmesinin hiçbir makul izahı olamaz. Bu ifadeler, Hellespontus’un Kemer Boğazı, Kherrhonesos’un Kemer Boğazı’nın batı kıyısı, Thraklar’ın da Boğaz’ın şarkında bulunduğunu tasdik etmektedir. Büyük ihtimal ön Hellenler, Elin adını, çevresinde yaşadıkları Boğaz’dan (Hellen: Kemer Boğazı) almışlardır (bk.Har.1).
-Thrake, Trakya adının Hellen ağzı ve yazımındaki biçimi. Thrake, Hellen dilinde bir anlam taşımaz. Thrakesia teması, Batı Anadolu’yu, özellikle........© Dikgazete.com
visit website