menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Putin, Trump’la görüşmeye Herson ve Zaporijya’dan vazgeçerek mi gidiyor?

15 0
previous day

Alaska’da yapılması planlanan Putin-Trump zirvesi, yalnızca iki liderin yüz yüze buluşması değil; Ukrayna savaşının gidişatını, Avrupa’nın güvenlik mimarisini ve küresel güç dengelerini doğrudan etkileyebilecek bir kırılma noktası olarak görülüyor. Masada, yalnızca ateşkes ya da gerilimin düşürülmesi değil, doğrudan toprak ve egemenlik meseleleri bulunuyor. Kremlin’in Herson ve Zaporijya konusundaki tavrında yumuşama işaretleri, Rusya’nın savaş stratejisinde bir geri adım mı atacağı, yoksa yeni bir pazarlık kozunu mu devreye sokacağı sorularını gündeme getiriyor.

Donald Trump açısından bu görüşme, yaklaşan başkanlık seçimleri öncesinde “dünya barışını sağlayan lider” imajını güçlendirebilecek bir fırsat. Avrupa başkentleri ise ABD ile Rusya’nın kendi çıkarları doğrultusunda masa başında alacağı kararların, kıtanın güvenlik dengelerini altüst etmesinden endişeli. Putin içinse bu zirve hem ekonomik yaptırımların hafifletilmesi hem de uluslararası meşruiyetini pekiştirme fırsatı anlamına geliyor. Ancak asıl merak edilen, Kremlin’in Herson ve Zaporijya üzerindeki hak iddialarını masada nasıl kullanacağı.

Bu olası taviz, yalnızca Avrupa’yı değil; Çin, NATO ve Orta Doğu denkleminde de domino etkisi yaratabilir. Çin, Rusya’nın Batı ile yumuşamasını dikkatle izlerken, bu durum Pekin’in kendi Tayvan stratejisinde yeni hesaplar yapmasına yol açabilir. NATO, Ukrayna’nın güvenlik garantilerinin zayıflaması halinde doğu kanadında askeri tahkimatını artırma yoluna gidebilir. Orta Doğu’da ise Moskova’nın dikkatini kısmen Ukrayna’dan çekmesi, Suriye, İran ve enerji piyasaları üzerinden yeni jeopolitik manevralara zemin hazırlayabilir.

Ayrıca, Kremlin’in Ukrayna savaşı sonrasında Kafkasya’ya yönelme planları da dikkat çekiyor. Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan hattındaki dengeler, Rusya için hem stratejik derinlik hem de enerji koridorları açısından kritik. Bu bağlamda Zengezur Koridoru meselesi öne çıkıyor. Moskova, bu hattı yalnızca Azerbaycan ile Nahçıvan’ı değil, aynı zamanda kendi güney stratejik hattını güçlendirecek bir geçit olarak görüyor.

Zengezur üzerindeki kontrol mücadelesi, Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunu dengeleme çabasıyla da doğrudan bağlantılı. Ukrayna cephesinin kapanması, Kremlin’in bu bölgedeki nüfuzunu artırma ve Batı’nın Kafkasya ile Orta Asya’ya açılan kapısını sınırlandırma hamlelerini hızlandırabilir. Kısacası, Alaska’da atılacak her adım, yalnızca savaşın değil, küresel güç mücadelesinin, enerji koridorlarının ve bölgesel dengelerin de seyrini değiştirme potansiyeline sahip.

Rusya’dan........

© Dikgazete.com