İsrail karşı çıkmazsa Arapların rızasıyla Gazze İngilizlere teslim edilecek!
Taaaa üç yıl önce 14-10-2023’te, BBC Haber Dili veya İngilizlerin ağzından çıkan baklaya bakarak; “Bu işte bir iş var!.. İngilizler HAMAS’ı destekliyor!” diye yazmıştım. Birleşik Krallık/ İngiltere'nin Gazze savaşında kimi desteklediğini anlamak isterseniz BBC’yi izlemeniz yeterli. Çünkü sözde bağımsız ve objektif yayın gerçekleştiren bu İngiliz yayın kuruluşunun asli görevi; Sömürge Bakanlığı ile İngiliz dış istihbaratı Secret Intelligence Service SIS veya yaygın adıyla MI6 tarafından belirlenen ilkeler doğrultusunda uluslararası algı operasyonları yapmak.
Nitekim son HAMAS saldırısında, HAMAS güçleri için 'terörist' tanımlaması kullanmama tercihi dolayısıyla İngiltere hükümetinin eleştirisiyle karşılaşan BBC, yayın politikasını savunmuştu!.. Biz de inandık! Hatta BBC dış politika muhabiri John Simpson da "Bir kişiyi terörist olarak nitelemek, taraf olduğunuz anlamına gelir" demişti.
Şimdi İngilizlerin, Filistin Mandası meselesindeki rolünü bilmeyen sıradan bir Siyasal İslamcı için anti Siyonist ve Filistin halkının bağımsızlığı için masum sivilleri katleden İsrail ordusuna karşı savaşan HAMAS güçlerine terörist denilmemesi kadar doğal ne olabilir ki?
Hatırlarsanız Mavi Marmara gemisinin İstanbul’dan eklendiği Gazze ablukasını delme filosunun harekete başlangıç noktası İngiltere’ydi. Türkiye'den katılan aktivistler de özenle seçilmişlerdi. İslam Alemine kan kusturan, Türklerin kurduğu Hindistan Babür İmparatorluğunu, Osmanlı İmparatorluğunu parçalayan İngilizlere ne oldu da bu devirde mazlumsever kesildiler? Kimse bizleri salak yerine koymaya kalkmasın.
Tony Blair’in, Gazze’deki savaşı sona erdirme ve Hamas’ın yerine yeni bir devlet yapısı kurma yönündeki ABD destekli önerisi ortaya çıktı. Bu gelişme, 26 Eylül Cuma günü Financial Times’tan BBC’ye kadar birçok İngiliz medya kuruluşu tarafından duyuruldu. Haberlere göre; Blair, BM ve Körfez ülkelerinin desteğiyle bu olası oluşumun yönetiminde rol alabilecek.
Beyaz Saray yetkililerinin açıklamasına göre, Gazze Uluslararası Geçiş Otoritesi (GITA) planı Arap ve İsrailli mevkidaşlara iletilmiş durumda ve hâlen birkaç seçenekten biri olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin adı, plan kapsamında geçmiyor, esamesi dahi okunmuyor.
Planın nüfuzlu destekçileri arasında Basra Körfezi ülkelerinin liderleri ve ABD Başkanı’nın damadı Jared Kushner yer alıyor. Arap ülkelerinin, özellikle BAE ve Katar’ın desteğiyle, bu plana “hayır” deme olasılığı düşük. Hamas ise Gazze’den hem siyasi hem askerî olarak çekilmeyi planlıyor.
Tony Blair’in bu süreçte kilit bir rol üstlenmesi bekleniyor. Blair’in İsrail yanlısı olduğu yönündeki algı ve hükümetinin İsrail’in meşruiyetini kamuoyunda tanımayı reddetmesine rağmen, bir elçi olarak Hamas liderleriyle çok sayıda görüşme gerçekleştirmiş olması dikkat çekiyor.
Gazze konusundaki uluslararası dayanışma ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın inisiyatif açıklamaları, bölgesel diplomasi açısından dikkat çekici bir tablo oluşturuyor. Erdoğan, hem İslam ülkeleri liderleri hem de Batılı aktörler nezdinde Gazze’nin önemini öne çıkararak insani ve siyasi bir gündem yaratıyor.
Trump ve Erdoğan’ın diğer İslam ülkeleri liderleriyle gerçekleştirdikleri toplantı, ABD- İngiltere arasındaki Ortadoğu politikalarındaki rekabeti görünür kılıyor. Bu süreçte, İngiltere eski Başbakanı Tony Blair’in Gazze’deki geçiş yönetimi temaslarıyla örtüşen adımları, ABD ve Türkiye’nin girişimlerini ön plana çıkarıyor ve İngiltere’nin bölgesel etkisinin sınırlanabileceğini gösteriyor.
Bu toplantı, ABD açısından hem Erdoğan’ın bölgesel etkisini dengeleme hem de Filistin meselesinde aktif bir diplomatik kanal oluşturma çabası olarak okunabilir. Bu gelişmeler, Gazze üzerinden şekillenen jeopolitik dengelerde Türkiye’nin ve ABD’nin rolünü, İsrail’in stratejik hamleleriyle birlikte yeniden gözden geçirmeyi gerektiriyor.
Trump, Erdoğan’ı öne çıkararak hem uluslararası kamuoyuna hem de........
© Dikgazete.com
