İran nasıl oyuna geldi ve Yugoslavya örneğinden ders almamak!
Veya
Suriye’ye Beşşar Esad’ı kurtarmaya giderken evdeki cumhurbaşkanından olmak!..
Ve nihayet;
“En güvenli bölge” dedikleri yerde İsmail Heniyye’nin şehid edilmesine mani olamamak…
Öncelikle şunu belirteyim:
Her ülkede olduğu gibi karşımızda tek bir İran yok. Aynen tek bir Türkiye olmadığı gibi…
İran’da tamamen mezhebi taassuba bağlı olarak bölgede Şii Hilali kurmaya çalışanlar olduğu gibi kardeş kavgasına mahal vermeden ve bölge gerçeklerini göz önünde bulundurarak bizimle birlikte çözüm yolu arayan bir kadro da var. Bunu bir örnekle izah etmek gerekirse,
Mesela;
İran’da Cumhurbaşkanı Ahmedinecâd olsaydı;
Kördüğüm haline gelen Suriye’de bu kadar kayıp ve mülteci olmaz, bizimle birlikte bir çözüm bulurdu.
(Suriye meselesinin kördüğüm olmasında A. Davutoğlu’nun da çok büyük katkısı oldu)
“Şu oldu-bu oldu” demeye gerek görmeden kısaca yazıyorum:
Bölgede gücünün zirvesinde olan emperyalist ülkeler, İran’ın Lübnan’da hakim olmasına göz yumdu.
Sonra ABD, Irak’ı terk edip İran’a teslim etti.
Daha sonra ABD, IŞİD (DAEŞ) ve PKK (PYD-YPG) arasında herkesçe malum tiyatroyu oynatarak K. Irak (Kürdistan) ile Akdeniz arasında bir Kürt koridoru kurmaya kalktı…
Ama…
Türkiye zamanında müdahale ederek bu planı bozdu.
O hengâmede emperyalist ülkeler, İran’ın Suriye’ye hakim olmasına göz yumdu.
Hızını alamayan İran yöneticileri, halkın hoşuna gidecek projelerini üst üste açıklamaya başladı.
Bunlar;
Kudüs........© Dikgazete.com
visit website