Babasının izinde… Deniz, Hüseyin ve Yusuf… Kapatılsın!..
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, genel ve yerel seçimlerde yeni bir parti için beklenilmeyen başarı kazandı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde önce ‘Cumhur İttifakı’na katılmayıp, ‘Babasının kemiklerini sızlatıyor’ şeklinde tepki ve serzenişlere neden olmuştu. Daha sonra ittifaka dahil oldu fakat yerel seçimlerde ittifakta yer almadı ve yine aynı tepkileri gördü!..
Aslında Fatih Erbakan, babasının kemiklerini filan sızlatmıyor, bizzat babasının izinde gittiğini gösteriyordu! Çünkü babası, 1977 seçimlerinde MSP’den İzmir milletvekili adayı yaptığı ama kazanamayan Turgut Özal’ın, 12 Eylül sonrası kurduğu ANAP birinci parti çıkıp Başbakan olmasından sonra, kendisinin siyasi yasağı kaldırılıp, meclise girince, diğer muhalif partilere, Özal’ı devirmek için proje sunmuş adamdır!.. (*)
İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamlara karşı hükümete yönelik; “İsrail’e uçak benzini ve jet yakıtının Türkiye’den gönderilmiş olması tam bir felakettir” diyerek, ağır ithamda bulunması da yine birçok kesim tarafından ‘iftira’ attığı gerekçesiyle tepkiyle karşılandı!..
Esasında bu sözler, babasının izini takip ettiğini gösteriyordu!..
Babası Necmettin Erbakan, kendisinin cezaevine girmesini önleyen yasal düzenlemeyi yapan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti için aynen şöyle diyordu: “AKP’ye oy vermek, cehenneme bilet almaktır!.. AKP’ye oy vermek, İsrail’e oy vermektir; Amerika’ya oy vermektir. AKP’yi dünya siyonizmi kurdu!..”
Fatih Erbakan son olarak, 31 Mart seçimlerinde partisinden Hakkari’nin Derecik Belediye Başkanı seçilen Hasan Dinç’i ziyaretinde, yerel seçimlerde kazandıkları tüm belediye bünyelerinde 'Refah Market' kuracaklarını belirtip, şöyle demiş:
“…Bizim aldığımız 63 belediyenin bulunduğu yerlerde inşallah Refah marketleri kuracağız. 63 belediyemizi bulunduğu yerlerde üretilen ürünleri alıp o marketlerde satışını sağlayacağız. Derecik'in tahini ve unu gerekirse Urfa’da satılacaktır.”
Artık tam da burada babası gibi hareket edeceğini tescillemiştir!..
Necmettin Erbakan da siyasetin yanı sıra ‘Pancar Motor’la başladığı ticari hayatına daha sonra insanları ev sahibi yapmak için başlattığı “Selamet Evleri” projesinde tek çivi çakmamış-çakılmamış ama ev sahibi olmak isteyenlerden paralar toplanılmıştı! Ardından, 12 Ocak 1973 tarihinde Cağaloğlu’nda kiralanan bir yerde, hayata geçirilen ve başkalarının matbalarında bastırılan Milli Gazete projesi geldi!.. Yine İslam’a yatkın, özellikle Anadolu insanından dava adına ortaklık sistemiyle paralar toplandı ve Topkapı’da kendi tesisleri kurularak 1978 yılında hem matbaa hem Yeni Devir ve Milli Gazete olarak yayın hayatına devam etti!..
Bu arada, ortak edilerek para alınanlara ne oldu diye merak mı ediyorsunuz?!.
Türkiye’nin bütün illerine bir kaç defa giden ve 900 küsur ilçenin de 700’ünü görmüş biri olarak cevabı ben vereyim!..
Bir çok il ve ilçede bu konuda şikayetler duydum… Örnek; Tokat’ta nalburluk yapan bir kişi, 1995 yılında şöyle demişti: “O zaman hem gazetemiz olsun hem de ilerisi için bir güvence olur düşüncesiyle 4 hisse aldım ve iyi para verdim. Sonra telefon ettim, haber gönderdim boş çıktı. Hiç bir şey almamışız!.. Üstüne bir bardak soğuk su iç diyenler oldu!.. Hakkım sonuna kadar haram olsun; öbür dünyada görüşeceğiz!..”
Daha sonra Erbakan; 1993 yılında; “Televizyonu olmayan bir davanın yürümesi mümkün değildir… Bugün yapılmış olan cihadı, televizyonsuz yapmanın imkanı yoktur… İşte bu kadar hayati bir konu için acıyıncaya kadar vereceğiz. Bugün, bu inançla Kanal 7 için para vereceğiz” diyerek; dava için para talep etti!
Bu çağrı üzerine hem Türkiye hem de Almanya’da bağış kampanyası başlatıldı. O dönem, Milli Görüş’ün hızlı hatibi Şevki Yılmaz Almanya'ya gönderildi. Bağış toplama faaliyetleri daha çok camilerde yürütülüyordu!..
Sonrası mı, televizyon için güvendiği 10 kişiyi ortak gösterip, Kanal 7’yi kurdurdu!..
Şu an yönetimde olan bazıları ve diğer ortaklar, davalık filan oldu… Televizyona bu yönetim kondu!.. (Bu işin ve vebalin en büyük........
© Dikgazete.com
visit website