MİT durup dururken niye Nazım Hikmet belgesi paylaştı?
Milli İstihbarat Teşkilatız (MİT) şair ‘Nâzım Hikmet’e ait olduğu değerlendirilen’ bir belgeyi paylaştı. Bir çizim, el yazısı bir şiir ve Nâzım’ın imzası yer alıyor belgede. Merak edenler için linki burada.
Bir Nâzım Hikmet uzmanı değilim elbette, hakkında onlarca sayfa yazmış, onlarca saat konuşmuş olsam da uzmanı olduğumu iddia edemem. O başka bir mesele. Zaten baksanıza MİT de bu konuda pek uzman sayılmaz, belgenin Nâzım’a ait olduğunu kesinleştirememiş, ona ‘ait olduğu değerlendirilen‘ demiş.
Kişisel kanım ve değerlendirmeden öte, şimdiye kadar gördüğüm çizimleri, el yazısı ve imzasıyla bu belgenin Nâzım’a ait olduğunu yazabilirim. Nasılsa resmi bir kurum değilim, gözlemlerimden yola çıkarak bir yanıt veriyor olmam da beni bağlar sadece. İstihbarat teşkilatı bile temkinli bu konuda baksanıza. Neyse zaten mesele bu değil…
Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde istihbarat teşkilatının böyle bir belgeyi paylaşması, nerden baksanız tarihin arka sayfaları için olduğu kadar günümüz için de anlamlı.
Bilmediğimiz, hatta fikrimizin bile olmadığı bir belgeyi paylaşıyor istihbarat teşkilatı. Memleketimizin büyük şairi Nâzım Hikmet’e ‘ait olduğu değerlendirilen’ belgede yer alan, herkesin bildiği, ama bizim telif sorunları nedeniyle sadece bir alıntı yapabileceğimiz şiirde ne diyordu:
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine
bu hasret bizim
Nerden baksan ‘kökü dışarıda‘ nerden baksan ‘Moskof uşağı‘, nerden baksan ‘azılı kominist’ ve ‘vatan haini’ bir şairin dizeleri ne alaka şimdi, neden durduk yere MİT’in sayfasında yayımlandı ki? Soruyor insan, insan bu sorar…
MHP’nin 1994 kurultayında da Alparslan Türkeş okumamış mıydı bu şiiri, kürsüden MHP’lilere ve memlekete Nâzım Hikmet’in bu şiiriyle seslenmemiş miydi?
Üstadımız Hasan Pulur’dan bir alıntıyla devam edelim:
“1994 Ekim kurultayında şiir okuduğu zaman, salonu dolduran MHP’liler de (…) hayret içindeydiler: ‘Türkeş’in ağzından Nâzım Hikmet’i dinlemek…’ TÜRKEŞ konuşmasını, yardımcısı Rıza Müftüoğlu’na danışarak hazırlamıştır. Konuşmada, Nâzım Hikmet’in şiiri yoktur, Müftüoğlu, Başbuğ’a bunun sebebini sorar. Türkeş’in cevabı şudur: ‘Bölücü gruplar Türkiye’nin birliği ve dirliğini tehdit ediyor. Ben Nâzım’dan İstiklal Savaşı ile ilgili bu şiiri okuyarak Milli Sol’a mesaj veriyorum, onlarla yakınlaşmaya çalışıyorum. Bu şiir Milli Sol’a uzattığımız bir zeytin dalıdır. Milli olan bütün değerleri benimsiyoruz. Nâzım’dan şiir okumanın temel sebebi budur.’ Türkeş, daha sonra, İsmet Solak’la yaptığı konuşmada da yine aynı görüşü tekrarlar, gençliğinde onun Salkım Söğüt şiirini okuduklarını söyler.”
Buraya yazının linkini de bırakıyorum.
TBMM’de kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu........
© Diken
