menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri

17 0
02.11.2025

Sahne açılır, oyuncu dekorun içinde dolaşmaya başlar. İlk cümleler önemlidir, ilk adımlar, ilk nefes alış ve sonrası gelir…

Seyirci sessizlikle, kahkahayla, ağlamak ya da gülmekle, alkış ve vedayla oradadır zaten. Sahne açılır ve sahneye çıkan kişi o sırada bir kadın adına söz almaktadır. Bir ev kadını. Herhangi bir evde, herhangi birimizin evdeki annesi gibidir kadın. Görmediğimiz gibi, bilmediğimiz gibi, görmeyi aklımıza getirmediğimiz gibi…

Her şeyin üstü örtülüdür orada, sahne dekoru saklayan bezlerle örtülüdür; beyaz örtüler, nesneleri bir kefen gibi sessizliğe gömmüştür. Çünkü evde kadın yoksa, nesnelerin işlerlik kazanması pek de görülmüş şey değildir, nesnelerin ev içindeki ölgün duruşlarına ve varlıklarına kadın can verir.

Onur Ünsal sahneye yukarıdan bakan reji masasından şarkılar söyledikten sonra seyirciler arasından sahneye çıkıp ilk cümlelerini düşerken, ölü halde yatan dekordan da ilk örtüyü çekti. ‘Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri‘ oyununda, sahnede bize görünen ilk nesne bir elektrik süpürgesi oldu.

Bir ev kadını için olmazsa olmaz temizlik araçlarından en başta geleni bir elektrik süpürgesi olabilir pek tabii. Evdeki herkes geri dönmek üzere sabah evden çıkabilir, işe ya da okula gidebilir, avareliğe ya da kavga etmeye, meyhaneye ya da artık her ne halt edecekse gidebilir evden… Evde kalan annedir, anne evde kalır. Ev annenindir. Geriye kalan herkes evi konaklamak, doymak ve barınmak için kullanır. Geriye kalanların bu konforu ve rahatlığı için anne oradadır ve gereksinim duyduğu ilk şey elbette bir elektrik süpürgesi olabilir.

İşçi sınıfına mensup bir ailenin evidir gördüğümüz. O evdeki annenin sesi sahnede yankılanırken bir yandan da büyüyüp yedi nüfuslu hale gelen ailenin yemek masası çeker dikkatimizi. Aile bireylerinin yemek masası yedi farklı sandalyeden mürekkeptir. Türkçede buna yığma ya da çıkma diyoruz…

Edouard Louis kitabı ‘Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri‘ sayfalarında, Ayberk Erkay aracılığıyla bize seslenmişti. Türkçesini okuduğumuz kitabı, bir de tiyatro oyunu olarak sahnede görmek olan bitenle, sessiz kalan ya da farkında olmadığımız karanlıkla, emek ve çabayla yüzleşmemiz için yeni bir alan açtı hepimize.

Onur Ünsal çıktı sahneye ve bir anneyi oynamaya başladı. Oynadı demek haksızlık olabilir, Onur Ünsal sahneye çıktı ve anne olma hallerini yaşayarak seyircilere aktardı. Sessizlik, oyundan aklımda kalan ilk anlar hep sessizlik oldu. Ölü evi gibi bir sessizlik, oyun izlemeye değil de taziyeye gelmişiz gibi bir duygu. Sahnede dolaşıyor ve kalbi kırık nesnelerin üstündeki beyaz örtüleri tek tek kaldırıyor Onur Ünsal. Dekor artık iyiden iyiye görünür hale gelince de oyunun ritmi giderek yükselmeye başlıyor…

Sahnede bir ekran var. Annenin fotoğrafını o........

© Diken