Yeni oyunlar, eski yazlar
Sanat da var / Tiyatro
Yaz geçti.
Başka hiçbir şey geçmedi.
Hiçbir şeye iyi gelmedi bu yaz.
Şimdi Edip Cansever’in Eylül’ünün sesiyleyiz.
Her mevsim başında okurlardan ayrılırken daha güzel bir sonbahara, daha çok sanata, daha sonsuz melodilerle son yaza, şehre, şehirde perdelerin açılışına ilişkin mutlu beklentimiz, heyecanlı umudumuz daha temmuz güneşi yükselmeden kırıldı.
Geriye, sahile çarpan dalgaların köpüğü kaldı.
-Karşınızda eylülün sesi / Ağustos çekildi, eylülün sesi / Birazdan konuşacak / “Bu dünyada yaşamak can sıkıcı bir şeydir baylar.”-
Edip Cansever nasıl da güzel anlatmış.
Bir köy vardı.
Havası değil insanları entelektüeldi. Enteli yoktu çok fazla… ‘Ben ünlüyüm, beni tanıdınız mı?’ ‘Benden de mi hesap alacaksınız?’ diye bakan, diye soran, diye tavır koyan görgüsüzleri yoktu.
Konser sahnesi yoktu ama konser verilirdi.
Resim sergisi yoktu ama birileri resim yapardı.
Kışı zengin işadamlarının himayesinde geçiren sesi güzeller, yazın sosyalist nutuklar söylemezdi masalarda…
Çok ünlü oldu, çok........
© Diken
