menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kelimeler kaybolduğunda; Beckett

10 2
13.04.2025

Acil doktor gerektiği anlarda, özellikle de filmlerde biri çıkar ortaya ‘Durun ben doktorum’ der.

Bazen de teknik bir konu konuşulurken yine o çağırılmayan yardım ‘Durun ben mühendisim’ sözlerinde yaşam bulur.

Ancak insanlık acılarına, adaletsizliklere, mutluluğuna ya da umuduna dokunan bir yanıt aradığında ‘Durun ben sanatçıyım’ diye bir cümleyi genellikle duymayız.

Gerçek bir sanatçıysa reklam etmeksizin, yapması gerekeni yapar.

Yok değilse, zaten gölgesi bile geçmez bulutlardan.

Olması gerekenlerin olmayıp, olmaması gerekenlerin yaşamı sararak anlamsız hale getirdiği zamanları, filozof Kierkegaard ‘absürd‘ diye tanımlamıştır.

Absürd denildiği zaman ise akla, oyun bozan Dublin’li tiyatro yazarı Samuel Beckett gelir. Bugün doğum günü…

Olmasaydı ne fark ederdi.

Tam da dilin suskunluğa kilitlendiği, kelimelerin hızla anlamlarını ve kimliklerini yitirdiği zamanlardayız.

Elimde ‘Godot’yu beklerken’ oyunuyla yakalandım bu vakitlere… Okurken kelimelerin azaldıkça nasıl çoğaldığını fark ettiğim günler… Bir tiyatro metninden çok, varoluşun kıyısında durmuş iki gölgenin alacakaranlıkta fısıltısı gibiydi.

Metinlerinde gürültülü seslerin değil, çığlık gibi sessizliklerin yazarı oldu Beckett…

İrlandalıydı ama Fransızca yazdı.

Farklı dillerin uçurum kenarlarında dolaşırken, insanın ve insanlığın da sınırlarında dolaştı.

Siyahlar kötülükten uzak, beyazlar masumiyetlerinden beraat etmiştir Beckett’in yazılarında. Her........

© Diken