Mardin'le daha uzaklara...
Bu sözler şair dostum Refik Durbaş’ın. 6. Mardin Bienali’nde bir sergiden ötekine, in merdiven, çık merdiven koşarken bu sözler yüreğimdeydi. İnsan seli sokaklarında Arapça, Kürtçe, Türkçe sözcüklerin uğultusu, taşın ve rüzgârın büyüsüne karışırken “Mardin, aşkın ve taşın şiiri” diyen şair Murathan Mungan’la kucaklaşmak çok güzeldi. Yalnız İstanbul’dan değil, tüm çevreden millet akın etmiş. Burada tüneller yeryüzüne uzanıyor, çıkmaz sokaklar gökyüzüne açılıyor. Yaşasın damların, terasların hükümranlığı...
6. Mardin Bienali, Mardin Sinema Derneği tarafından, özel sektör ve sanat kurumlarının desteğiyle Döne Otyam ve Hakan Irmak direktörlüğünde düzenleniyor. Küratörü Ali Akay. 10 Haziran’a dek sürecek.
Mardin Bienali’nin “Daha Uzaklara” başlığını taşıyan konseptini daha önce yazmıştım. Şiddetin, totalitarizmin, militarizmin arttığı; ırksal, sınıfsal, etnik, dil, din ayrımcılığının, yabancılaşmanın yoğunlaştığı ve ekosistemin çöktüğü günümüzde, Ali Akay’ın deyişiyle “Daha uzakları hedefleyerek bu sorunların üzerinden geçmeyi ve yaşamakta olduğumuz dönemi aşmayı nasıl düşünebiliriz?”
Yerli ve yabancı 50 sanatçının geniş yelpazeye yayılan çalışmaları, farklı mekânlarda açılan sergiler, paralel etkinlikler, atölyeler, konferanslar, konserler. İşte kimi kareler:
Açılan sergilerin çoğunda, mekânla bütünleşen, mimariye, kentin taş dokusuna çağrışımlara yol açan çalışmalar göze çarpıyordu.
Sarkis’in Ayasofya vitraylarına ve Mardin’in taşına gönderme yapan “Gökkuşağı Renkleriyle Doğaya Bakmak” adlı eseri: O gökkuşağı renkleri Mardinli çocukların parmak........
© Cumhuriyet
visit website