Türkiye’de işçi hakları (1)
Çalışma süresi 8 saatle sınırlandırılacak. Kadın işçilere doğumdan önce ve sonra 8 hafta ve her ay 3 gün ücretli izin verilecek. İşyerlerinde emzikhaneler açılacak. Tüm işçilere haftada 1 gün dinlenme, yılda 1 ay ücretli izin, evlendiklerinde 8 gün evlilik izni verilecek. Hastalanan işçilerin 3 ay boyunca ücretleri tam ödenecek. Çalışamaz duruma düşen işçilere ikramiye verilecek. Asgari ücret, işçi temsilcilerinin de katılacağı belediye meclislerinde belirlenecek. Bazı işkollarında çalışan işçilere kaza, yaşlılık ve yaşam sigortası yapılacak. 1 Mayıs “İşçi Bayramı” olarak kutlanacak. (1923, İzmir İktisat Kongresi’nde işçiler için alınan kararlardan bazıları)
Cibali Reji fabrikasında paravanla ayrılan erkek-kadın işçiler.
Bugün 1 Mayıs… İşçi Bayramı… Bu nedenle bu hafta ve gelecek hafta Türkiye’de emeğin tarihinden, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e işçi haklarından söz edeceğim.
Osmanlı Devleti’nde sanayinin kısmen yoğunlaştığı Batı Anadolu’da 10 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerlerini kapsayan 1915 sanayi sayımına göre toplam 264 sanayi işletmesinde 14 bin 060 işçi çalışmaktaydı. (1) Kurtuluş Savaşı sırasında, -İstanbul, İzmir, Adana, Bursa gibi sanayinin yoğunlaştığı kentlerin dışındaAnadolu’daki tüm sanayi işletmelerini kapsayan 1921 sanayi sayımına göre 33 bin 058 işyerinde 76 bin 216 işçi çalışmaktaydı. (2) İşletme başına 2-3 işçi düşüyordu. (3) Değişik kaynaklardan elde edilen verilere göre 1923’te Cumhuriyet ilan edilirken Türkiye’de en az 111 bin 950, en çok 144 bin 400 işçi vardı. (4) Ülkedeki sanayi işçilerinin sayısı çok azdı. 1923’te Türkiye’de sadece 20-30 bin civarında sanayi işçisi vardı. (5)
Osmanlı Devleti’nde 1870- 1877 yılları arasında yayımlanan ve Hanefi fıkhını esas alan 16 kitaplık “Mecelle”de işçi-işveren ilişkileri “icare-i âdemi”, yani “insanın kiraya verilmesi” başlığı altında ele alındı. Köle-efendi mantığına sahip “Mecelle”, işçi-işveren ilişkilerini düzenlemekten uzaktı. Osmanlı’da çalışma ilişkilerini düzenleyen ilk kanunlar 1867 tarihli “Dilaver Paşa Nizamnamesi” ve 1869 tarihli “Maadin Nizamnamesi”dir. Bu kanunlarla ilk kez işçilere bazı sosyal haklar tanındı. Asıl adı “Ereğli Maden-i Hümayun Teamülnamesi” olan “Dilaver Paşa Nizamnamesi” ile Ereğli kömür madenlerindeki çalışma koşulları düzenlendi. Ereğli’deki 14 köy halkından, 13 ile 50 yaşları arasındaki sağlıklı erkeklere maden ocaklarında çalışma yükümlülüğü getiren bu kanun, iş güvenliği konusunda hiçbir kural koymamakla birlikte işçilerin çalışma, dinlenme ve tatil zamanları ile ücretler ve ödeme şekillerini belirliyordu. Ayrıca kanun, işletmecilerin işçileri kişisel işlerinde çalıştırmalarını yasaklıyordu. Ancak zorla çalıştırma esasını benimseyen ve işçiyi korumaktan çok üretimi artırmaya yönelik bu kanun, içeriği ve uygulaması bakımından yetersizdi. (6) Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyılda, sosyal güvenlik konusunda bu iki düzenleme dışında, bazı alanlarda çalışanlara belirli güvenceler getiren birtakım yardımlaşma ve emeklilik sandıkları kuruldu. (7)
Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyıl ve sonrasındaki bazı yasal düzenlemeler işçilerin durumunu iyileştirmeye yetmedi. Öyle ki, Osmanlı’da 1913 ve 1915 yıllarında işçilerin genel ücret ortalamaları günlük 12-14 kuruş ile 14- 16 kuruş arasında değişiyordu. Dokuma sanayi başta olmak üzere kadın işçi çalıştıran işletmelerde gündelikler 10 kuruşun da altındaydı. 1913-1915 sanayi sayımlarına göre en çok işçinin çalıştığı dokuma sanayide ortalama işçi gündelikleri 1913’te 6.1 kuruş, 1915’te 6.8 kuruştu. Dokuma sanayide işçi gündeliği 4 kuruşa kadar düşmüştü. (8) Osmanlı Devleti’nde I. Dünya Savaşı sırasında 1915’te, çalışanların yüzde 55.5’inin kadın, yüzde 14.3’ünün çocuk işçilerden oluştuğu pamuk sanayisinde, erkek işçilere günde 10-13 kuruş, kadın işçilere 4-6 kuruş, çocuk işçilere ise 2-4 kuruş arasında ücret ödeniyordu. Sigara kâğıdı üretiminde çalışan erkek işçilerin gündeliği ortalama 10- 15 kuruş, kadın ve çocuk işçilerin 2-6 kuruş; sabun üretiminde çalışan erkek işçilerin gündeliği ortalama 12- 15 kuruş, kadın işçilerin ise 2-6 kuruş arasında değişiyordu. Günde 2 kuruşa çalıştırılan çocuk işçiler, tütün bakım ve işleme evlerinde meslek hastalıklarına yakalanmıştı. Çok az bir ücretle çok kötü koşullarda çalıştırılan işçilere ancak yardımlaşma derneği kurma izni verilmişti. (9)
Kurtuluş Savaşı sırasında 1920-1921........
© Cumhuriyet
visit website