Benim Cumhuriyet’im...
Bundan tam 30 yıl önce öğle saatlerinde ilk kez girmiştim Cumhuriyet’in kapısından içeri. Elimde gazetenin künyesinin yazılı olduğu sayfa, acaba kiminle görüşsem diye düşünüyordum. Yazıişleri müdürü herhalde diyordum derdimi anlatacağım kişi. Birinin yanında sorumlu yazıyordu. Kör cahil ben “Sorumlunun işi çoktur, ben diğerinin yanına gideyim” demiştim kendi kendime. Sorumlu müdür geçen günlerde ölüm haberini aldığımız Celal Başlangıç’tı. Diğeri ise İbrahim Yıldız. Onu görmek istediğimi söyledim...
Bir şirketin dış ticaret müdürü olarak görev yapıyordum. Gazetecilikle okur olma dışında hiçbir ilgim yoktu; sadece bir lise hayali olarak kalmıştı. Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olur olmaz hemen iş hayatına atılmıştım. Uğur Mumcu öldürüleli bir yıl olmuştu... Birçok insan gibi içim öfke doluydu. Lise hayalim yeniden hortlamış; işyerimde sürekli kendi kendime “Ben burada ne arıyorum” sorusunu sorar olmuştum. Neyse bir cesaret bir öğlen arası şirketten çıkıp çaldım Cumhuriyet’in kapısını.
İbrahim Yıldız ile konuştum, çalışmak istediğimi ancak........
© Cumhuriyet
visit website