Yabancı istilası ve entegrasyon
Hürriyet gazetesinde (2000-2012) ana gazetenin yanı sıra değerli dostum Ertuğ Karakullukçu tarafından yönetilen Avrupa baskısında da özel yazılar yazardım. Bu nedenle sık sık Almanya ve Belçika’ya gider durumun vaziyetine bakar ve izlerdim. 2000-2003 yıllarında Berlin büyükelçimiz Osman Korutürk idi. Bana çok yardımcı olmuştur. İlgilendiğim konularda bana bilgi ve belge verirdi. Anlatacağım olay Osman Korutürk döneminde olmuştu. Demek ki 2000-2003 yılları arasında.
Belirtiğim yıllar arasında bir gün Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin Bonn kentinde eyaletin eğitim bakanının özel bir toplantısına katıldım. Bakan (kadın) yabancı işçilerin entegrasyonundaki (bütünleşmesindeki) başarısızlığı yabancı işçilere yükler görünüyordu. Konuşması bitince konuyu Türkiye vatandaşı işçileri örnek vererek konuştum: Ev sahibi Almanlar çalıştıracakları kişileri çok sıkı sağlık taramasından geçiriyorlar, seçilenler Sirkeci Gar’ından törenle gönderiliyorlardı. Almanya’da iner inmez kışlaya benzer “heim”lara tıkılıyorlardı. Tam anlamıyla esir kamplarına benzer bir hayat.
Bakana bunları söyledim ve ekledim: Entegrasyonun en önemli öğesi dildir. Ama siz yabancı işçilere dilinizi öğretmediniz, onlar kendi gayretleriyle Tarzan Almancası öğrendiler. İletişim olanakları çoğunlukla mektuplardı. Bu durumda dilinizi kolayca öğrenebilirlerdi. Şimdi artık iş işten geçti, televizyonlar var, cep telefonları var. Torunlar nenelerine telefon açıp içli köftenin nasıl........
© Cumhuriyet
visit website