Türkiye’nin Kürt sorunu yoktur
Ama “Kürtçülük sorunu” vardır. Türkiye’nin bir Kürt sorunu olduğunu dünyaya ilan edenler bu sorun ve sorunların ne olduğunu söylemediler. Söylemelerini yıllardır bekliyorum. Bu konuda benim “Türkiye’nin Sırat Köprüsü Açılım Masalı” (Tekin Yayınları, 2015) adlı bir kitabım vardır. Kürt sorununun tarihsel boyutlarıyla tartışıldığı bir kitap. Kürt sorununu inatla iddia edenler bu sorunların ne olduğunu bir türlü açıklamıyorlar. Bağımsız devlet mi, federasyon mu, yoksa özerklik mi? Sorun denen şey bu üç seçenekten biri olmak zorundadır. Ağızlarında gevelemeyecekler, harbi söyleyecekler ama susuyorlar.
Bu konuda koskoca bir kitap yazdım. Bunlardan 14 Ağustos 2005 günü Hürriyet gazetesinden yayımlanan bir yazımı okumanıza sunuyorum. Gerekirse başkalarını da yayımlayacağım.
Başbakan, aksini ileri sürse de “Türkiye’nin bir Kürt sorunu vardır” diyerek PKK’yi meşrulaştırmış ve onu kendini Kürt sayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının temsilcisi yapmıştır. Böylelikle ciddi bir devlet adamı niteliklerinden yoksun bulunduğunu kanıtlamıştır. Başbakan eğer İslami sözcük, kavram ve deyimlere gösterdiği dikkat ve özeni politik bağlamda da kullansaydı şifreleşen konuşmalarını çözümlemek, yorumlamak zorunda kalmazdık.
Evet, başbakan, demokratik ve ekonomik önlemlerle çözümlemek vaadinde bulunduğu Kürt sorunu ile neyi işaret etmektedir? Başbakanın Kürt sorunu olarak tanımladığı sorunun kapsayıp içerdiği başlıklar neler olabilir?
1- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Kürt olanları ile olmayanları arasında ciddi bir siyasal ve ekonomik eşitsizlik mi vardır; Kürt sorunu içinde yer alan insanların seçme ve seçilme hakkı mı yoktur? Başbakanın “Kürt sorunu” demesi bu konularda kuşku........
© Cumhuriyet
visit website