Kültür birikimini savunmak
Geçen hafta, Avrupa’da yükselenin faşizm olduğunu söylemiştim.
Dünya, insanlığın vicdanı olan aydınların çığlıklarını, örneğin Siyaset Sosyolojisi, Politikaya Giriş, Siyasal Rejimler, Sosyal Bilimlere Giriş, Siyasal Partiler, Diktatörlük Üstüne gibi kitaplarıyla çağdaş demokrasiye mercek tutan Maurice Duverger’nin uyarılarını dinleseydi bu tehlike kapımızı çalmazdı.
O, sunulanın Halksız Demokrasi olduğunu, buna Tanrı’nın seçtiği kralların yerine Seçimle Gelen Krallar’ın yön verdiğini söylemiş, “Çağdaş diktatörlükler, biraz demokratik bir görünüş kazanmak amacıyla yetkisiz bir kukla meclis bulundururlarsa da ülkeyi meclissiz yönetirler” demişti.
Dünyayı etkileyecek bu tehlikenin yanı sıra, bizim gerçeğimizin de adı doğru konulmalı.
Dinci bir faşizme doludizgin gittiğimiz koşullarda umut çoğaltan (Cumhuriyet Mitingleri, Gezi Direnişi, Adalet Yürüyüşü, CHP’deki değişim, yerel seçimlerdeki kırmızı harita gibi) her bir adımı bağrımıza basıyoruz.
Bu adımlar karanlığa gidişin hızını biraz olsun azaltsa da iktidarın emperyalizmin BOP’uyla özdeşleşerek Cumhuriyetin tüm değerlerini yok etme politikaları devam ediyor.
Tehlikeden kurtulmanın anahtarı, Atatürk’ü, Cumhuriyet’i........
© Cumhuriyet
visit website