I. İnönü Muharebesi’nin anlam ve önemi - Doç. Dr. Hüner Tuncer
1920 yılının sonları... Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın askeri aşamasına geçilmek üzereydi. Mustafa Kemal Paşa, cephe komutanları ile görüşerek düzenli ordu kurulması gereğini dile getirmekteydi, çünkü Milli Mücadele’nin başarısı bütün kuvvetlerin tek bir otorite altında toplanmasına bağlıydı. Düzenli bir işgal ordusunun ancak düzenli bir ordu ile yenilip dağıtılabileceği gerçeğinden hareketle, iskelet halindeki ordunun yeniden örgütlenip donatılmasına karar verilmişti.
Teğmen M. Şevki (Yazman), ordunun 1920’deki durumunu şöyle anlatıyordu: “Konya’daki bölüğüme iltihak ettim. Yeni kumandanım benimle konuştu, yer gösterdi, rahatımı temin etti. Fakat bölükten, bölüğe takdimden hiç bahsetmedi. Halbuki her genç zabit gibi ben de bu heyecanlı merasimi, saf nizamındaki kıtamın bu ilk selamını bekliyordum. Bu, çok eski bir gelenek ve nizamdır. Biraz sonra bu fikrimi açınca acı acı güldü. Kapının önünde duran nefere seslendi: “Mehmet Ali ile Hasan’ı da çağır, hepiniz buraya gelin.” Üç kişi karşımıza dikildiler ve kumandanım takdim etti: “İşte, Üçüncü Bölük!” Sonra onlara döndü: “Mülazım (Teğmen) Şevki Efendi. Bölüğümüze tayin olundu.”
Yeni ordu Çerkes Ethem’i ve ağabeylerini (Tevfik ve Reşit Beyler) yola getirmek için harekete geçtiği sırada, 3. Yunan Kolordusu 6 Ocak 1921’de Bursa’dan Eskişehir’e ve 1. Yunan Kolordusu da Uşak’tan Dumlupınar’a doğru ilerlemeye başlamıştı.
Birinci İnönü Muharebesi’nin komutanları şunlardı: 24. Tümen’in başında Yarbay Atıf (Ateşdağlı), 11. Tümen’in başında........
© Cumhuriyet
visit website