Şahsıma mektuplar (31) Değişim benim!
Şu değişim rüzgârını herkesin elinden, dilinden koparmanın, kendi tekelime alarak teker yapıp işi döndürmenin zamanı geldi.
Değişim deyince benden başka kim akla gelebilir ki!
Memlekette özünü değiştirmediğim, bozmadığım ne kaldı?
Bütün bunlardan sonra benden başka kişi çıkıp da “Değişimin sahibi biziz, biz değişmeden Türkiye değişmez” demeye kalkmaz mı! Şimdi onların başına değişik bir çorap örüp onunla oyalanmalarını sağlamanın tam zamanı!
Önce şu değişimin tarifinden başlayalım. Diyen ne demiş:
Değişmeyen tek şey değişimdir!
Güzel bir söz! İtiraz ediyor muyuz? Hayır. Doğru söze itiraz edilir mi?
Mademki değişmeyen tek şey değişim, ben hiç değişmeyeceğime göre ne oluyor?
Değişim ben oluyorum.
Çünkü değişmiyorum, kalıyorum!
Bu büyük sözü söyleyen şahsımı ne güzel tarif etmiş.
***
Gündeme bir konu attım! Ne dedim; anayasa değişmeli dedim. Bir ülkede bundan daha büyük değişim isteği olur mu?
Nasıl bir anayasa?
Şöyle yeni nesil bir anayasa; kullan at türünden! Maddeler birer kullanımlık olur, nerede gerekiyorsa orada kullanırız.........
© Cumhuriyet
visit website