Bol keseden projeler, kavgalar gürültüler...
Işıltılı, bol heyecanlı, “O bir veriyorsa ben beş veririm” şeklinde artıran artırana görüntülü vaatler sezonu açıldı, hepimiz hoş bulduk. Yerel seçimler için geri sayım sürerken doğal olarak siyasilerin kampanyaları da yoğunlaşıyor. Projeler bir dolu... Hepsi en güzelinden, en cafcaflı, yurttaşa ilaç gibi gelecek sözlerle çevrili. İstihdam yaratan, cebi rahatlatan, eğitime, sağlığa önem veren, ulaşımı kolaylaştıran, yeşil, teknolojik, gençlere umut, gelecek sözü veren projeler. Elbette istenen güzel hedefler ama... Aması uygulanabilirliğinde, gerçekliğinde.
Gelişen dünyada artık proje üretmenin ötesinde bunun yaşama geçirilmesi, nasıl fark yaratabildiğiniz önemli. Zaten en kolayından internette bir arama motorundan araştırsanız ya da yapa zekâya sosyal belediyecilikte neler olması gerektiğini, dünyanın farklı bölgelerindeki kıyaslamalı uygulama, yatırım metotlarını, ulaşımdan eğitime yenilikçi bakış açılarının nasıl olacağını sorsanız mükemmele yakın yanıtlara, çözüm önerilerine ulaşmanız mümkün.
Bunların uygulanması için ise asgaride dahi olsa toplumsal ve siyasi bir uzlaşı zemininin olması, etik ve rant kültürüne karşı bir bakış gerekiyor. Ve elbette hukuki, ekonomik, demokratik açılardan dengelerin yerli yerinde olması da. Peki bizde durum nedir dersek, eyvah ki eyvah mı?..
Yerel seçim süreciyle birlikte siyasi kamplaşma da sertleşiyor, rekabet kızışıyor. Kimileri soruyor, ülke hangi seçime hazırlanıyor, 2028 hesapları mı yapılıyor diye... Muhalefet cephesinde her bir partinin kendi........
© Cumhuriyet
visit website