menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Emekçinin ve emeklinin çığlığı!

22 21
24.05.2024

Dar ve sabit gelirli yurttaşlarımız için, hayat her geçen gün daha da zorlaşıyor. Günlük yaşamın zorluğu ve ağırlığı, ekonomik ve sosyal sorunların burgacında kıvranan insanımızı giderek daha çok eziyor. Bu sıkıntıyı neredeyse iliklerine kadar duyumsayan emekçiler ve emekliler, alanlara çıkıyorlar.

Enflasyonun ve hayat pahalılığının dayanılmaz ağırlığı altında kalan halkımız, iktidar tarafından kamuoyunun gündemine getirilen zorlama / yapay tartışmaları ise hayretle ve biraz da yüreği burkularak izliyor.

Başta emekçiler ve emekliler olmak üzere halkın büyük çoğunluğunun temel sorunu enflasyondur, hayat pahalılığıdır ve geçim kaygısıdır. Siyasal iktidardan artık umudu ve beklentisi kalmayan halk, muhalefetten, yaşadığı sorunları yüksek sesle seslendirmesini ve bunların takipçisi olmasını bekliyor. Unutulmamalıdır ki 31 Mart yerel seçim sonuçlarının temel belirleyeni de işte bu toplumsal ve siyasal dinamik oldu.

Bu gerçekliğin ayırdında olan ülkenin birinci partisi CHP’nin, halkın temel sorunlarını ve taleplerini tematik mitinglerle meydanlara taşıması, doğru bir siyasi çalışma tarzıdır. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de her fırsatta bu mücadeleyi büyüterek sürdüreceklerini, meydanlara ve sokaklara taşıyacaklarını vurguluyor. Pazar günü Ankara’da büyük emekçi ve emekli buluşması yaşanacak. İzmir ve Ege’den de birçok kesim bu büyük buluşmaya hazırlanıyor.

Unutulmamalıdır ki Türkiye’de yaşanan enflasyonun ve hayat pahalılığının nedenleri çok derinlerdedir. Üretimden tüketime kadar uzanan zincirin tüm halkalarını kapsıyor. Üstelik izlenen ‘üretimsizlik’ politikasıyla, sorun daha da büyüme ve ağırlaşma eğilimi gösteriyor. Çünkü birçok üründe ithalata gidiliyor, üretici küstürülüyor ve üretimden uzaklaştırılıyor. Bu durumda, taşıma suyla değirmen döndürülmeye çalışılıyor. Bu da hem maliyetleri ve hem de riskleri, sorunları büyütüyor.

Bu arada olan yoksul ve dar/sabit gelirli vatandaşa oluyor. Onların geçim koşulları her geçen gün daha da ağırlaşıyor. İşsizlerin ve asgari ücretle geçinmek zorunda kalanların işi ise hepten zor. Bir başka mağduriyet yaşayan kesim de emekliler. Bütün bu toplumsal kesimler, ellerine geçen kıt olanaklarla yaşam mücadelesi veriyorlar. Doğrusu, önümüzdeki dönemde, bu kesimler için hayat çok daha zor hale gelecek ve geçim koşulları daha da ağırlaşacak.

İşte böylesi zorlu bir dönemde siyaset dünyasından beklenen, vatandaşın ağırlaşan geçim koşullarını görece rahatlatacak çözümler üretilmesidir. Bu çözümlerin aranması, bulunması ve........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play