Yaşlı bir nineden hikâyeler
Sevgili okurlarım dokuz günlük bayramın ilk günü. Bu bayramı hiç sevmem. Çünkü tüm ülke kan kokar ve bir telaş kesilen kurban etleri derin dondurucuya özenle yerleştirilir. Elbette kurban parasını çeşitli yardım kuruluşlarına bırakanlar da vardır. Ama ne yazık ki büyük çoğunluk en az altı aylık etini kendine saklar. Yıllar önce bir caminin girişindeki pankartı anımsıyorum: “Bir kurban kes ve günahlarından kurtul!” Kıyak iş değil mi hem yıllık etini garantiye alacaksın hem de günahların silinecek.
Canım oldukça sıkkın çünkü bir bayram sevinciyle gelen CHP’li belediyeler tasarruf genelgesine uymak için pek çok ilde, ilçede kültür işlerine ayrılan ödeneği hiç acımazca, yıldırım hızıyla kestiler. Tarsus Belediyesi tiyatroyu dağıttı ve oyuncuları bahçe işlerine verdi, Nilüfer Belediyesi tiyatrosuna emek vermiş, ileri götürmüş yöneticisine yol verdi. İzmir’de iki yıldır yapılan çok başarılı tematik bir festival olan uluslararası film ve müzik festivalinin bu yıl yapılıp yapılmayacağı belirsizliğini koruyor. Ben de bu tasarruf önlemlerinden payımı aldım. İzmir’de üç yıldır yaptığım “Hadi Bir Film Yapalım!” başlıklı kısa film atölyesini sanırım artık yapamayacağım. Üstelik atölye çalışanlarıyla yaptığımız “Savaş Bir Film Değildir” filmi uluslararası bir dakikalık yüz filme seçilmiş olmasına ve dünyanın her yerinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni temsil etmesine rağmen. Bu davranış beni öylesine üzdü ki........
© Cumhuriyet
visit website