Adsız, sansız kent
“Umursamazlık hâkimdir burada. Eşsiz olanın ortadan kaybolmasına neden olur.”
Byung-Chul Han
Öteye geçiyorsunuz burada. Zamanın mührünü çözen yerler, mekânlar, yıkıntılar içinde. Yer ve ruh enkazı bir arada.
Yolda, çocukları için “iki ekmek parası” isteyen kadının kederini sesinden anlıyordunuz. Elimi eline uzatırken yalnızca gözlerine baktım. Acı vardı orada.
Her adımda çelişkiler yumağında bir kentle karşılaşıyordum. Suskunluk muydu bu duruş, yoksa umursamazlık mı?
Bu kez her şeye kıyısından bakmak istedim. Üç gün boyunca yoğun konuşmalar, tartışmalar, dile getirilen düşünceler bu kentin gelecekteki bugününe dairdi.
Sessiz, derin bir öfke vardı; ama çaresizlik ise bir türlü tanımlanamıyordu.
Tam da “Türk-İslam Sentezi”nin buluştuğu kavşaktaydık burada. Model bir ülke yaratmak için, adeta “laboratuvar kent” olarak seçilmişti burası.
Yağma ve yoksulluk vardı. “Zenginlik” imajı yaratabilmek için ne varsa karşınıza çıkıyordu her yerde.
Duvar boyu afişler,
Din, İslam çağrısı yapan bilbordlar,
“Ulu Hakan” konferans paletleri,
Yok edilen mahallelerin yerine beton mantarı gibi dikilen binalar,
“Kentsel dönüşüm” manzaraları, Parıltılı AVM’ler,
Üretemediğin teknolojinin çöplüğünü andıran acenteler...
Yaratılan bu “cilalı imaj........
© Cumhuriyet
visit website