Koğuş arkadaşım Ali Sirmen
Baştan söyleyeyim, Ali Sirmen’le hiç anlaşamadığımız tek konu, onun iflah olmaz bir karamsar, benimse iflah olmaz bir iyimser oluşumla ilgiliydi.
Onun ve sekiz kişiyi barındıran avuç içi kadar koğuşumuzun ranzadan arta kalan tek duvarı önünde ortak koğuş arkadaşımız, karamsar olmaktan çok “entelektüel kuşkucu” diye tanımlanabilecek Gencay Şaylan’la kafa kafaya vererek yaptıkları yorumları, tam karşılarına düşen üst ranzada uzandığım yerde işittikçe çileden çıkıyordum. Zaten bir keresinde yerimden fırlayarak “Adi mahkûmların (adli mahkûm diye okuyun) arasına gitmek için dilekçe vereceğim!” deyişim bu nedenleydi. Hüseyin Baş alt koğuşta yattığı yerden “Bizden adisini bulamazsın!” deyiverdiğinde, koğuşumuz benimkiler de dahil kahkahalarımıza boğulmuştu...
Koğuşumuz derken L yapan iki katlı bir ranzadan ve ortada minicik bir alandan ibaretti. Bir de solda, hem lavabo, hem erzak rafı gibi bir şeylerin bulunduğu daracık bir bölme. Ve tuvalet de orasıydı!
L harfinin girişte duvarın önünde kalan kısmının alt katında CHP milletvekili Kemal Anadol, üstte yine CHP milletvekili ve KöyKoop Başkanı Nedim Tarhan kalıyordu. Orta duvarın önünü kaplayan ranza bölümünün alttaki sakinleri Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Erdal Atabek, dış politika yazarı Hüseyin Baş ve Ali Sirmen, üstteki........
© Cumhuriyet
visit website