Kayyum...
Hedef neydi?
Partiler arası ilişkilerin düzelmesi...
İktidar partisi, o hedefi “yumuşama” diye ifade ediyordu. Ana muhalefet partisi, “normalleşme” diye...
Bence de son siyasi gelişmenin adının doğrusu, “normalleşme”ydi. Çünkü, bizim rejimimizin resmi adı, hâlâ “demokrasi”... Ama uygulamada, bizim dışımızdaki hiçbir demokratik devlette görülmemiş olaylar devam edip gidiyor bu ülkede.
Mahkemelerde basın yayınla ilgili yıllarca süren ve sanıkların tutukluluklarının devam ettiği duruşmalar... Gene yıllarca süren ve siyaset insanlarımızın toplam olarak 41 yıllık ağır hapis cezası kararlarına mahkûm edildiği kararlar... Toplantı ve gösteri yürüyüşleri alanında, 11 yıldan beri sürdürülen, sanıklarının bir kısmını 18 yıllık hapis tehdidi altında tutan davalar...
Televizyonlara yayın yasakları... Ve lisanslarına iptal tehditleri. Gazetelere ekonomik alanda uygulanan yaptırımlar, gazetecilere tehditler...
Ve şu gerçekler: Anayasa Mahkemesi üyelerinin büyük bir kısmının seçimi, siyasal gücün tercihine göre belirleniyor. O da yetmezse, o mahkemeler, gene siyasal gücü destekleyen güçler tarafından, kapatılmakla tehdit ediliyor. Ve anayasaya göre uygulanması şart olan kararların uygulanması fiilen önlenebiliyor. Öteki mahkemelerin ve diğer yargı organlarının oluşumunda ve uygulamalarında siyasi güçlerin etki kullanma girişimleri, herkesin dinleyebildiği siyasi konuşmalarında bile yer alabiliyor.
İdam cezası çoktandır kaldırılmış halde... Ama zaman zaman siyasetçilerin nutuklarında o........
© Cumhuriyet
visit website