‘Halk ittifakı’
İ yi Parti, seçim öncesinde CHP’nin son önerisini de reddetti. “Benimle herhangi bir şekilde işbirliği yapmak ister misin” sorusuna, “Hayır” dedi.
Bu, tabii, partinin genel yönetim kurulunun kararıydı. Karara, “Hayırlı olsun” demekten başka yapacak bir şey yok. Ama bunun bir resmi gerekçesi var ki, o gerekçe üzerinde, herkesin biraz durması gerekiyor.
O gerekçeyi, partinin sözcüsü belirtti. Dedi ki, kararı açıklarken:
“Genel yönetim kurulumuz, 2024 seçimlerine hür ve müstakil olarak girme kararını almıştır.”
Gerekçe bu. Amaç, “seçime hür ve müstakil olarak girmek…” Veya bugünkü dille, “özgür” ve “bağımsız” olarak girmek…
Peki, seçime başka bir partiyle, işbirliği veya güçbirliği, yahut ittifak, ya da koalisyon halinde giren parti, bağımsızlığını ve özgürlüğünü kaybetmiş mi sayılıyor?
İyi Parti’nin kendi geçmişini bırakalım. Sayın genel başkan, “Millet İttifakı” diye adlandırdığı işbirliği ortamının oluşturulmasındaki payını sonradan “Hayatımın büyük hatası” gibi sözlerle tanımladı. Ama o “hata”sını yaparken, partisinin “özgürlük ve bağımsızlığı yok mu olmuştu”?
Tam tersine… O kuruluşun içinde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin tek başına veto hakkına sahip üyeleri gibi, “istemediği her önerinin kabulünü önleme” olanağını kullanamamış mıydı bu sayın genel başkan?
İyi Parti’den o soruya karşı bir açıklama yoktu. Ama yazıyı, bu ve benzeri sorularla sürdürüp bitirmek istemem. O soruların yanıtı, artık ileride, ülkemizin siyaset tarihi üzerindeki akademik yayınlarda aranacak…
***
Ancak demokratik siyasal........
© Cumhuriyet
visit website