Bedrettin Cömert için...
Sıcak bir yaz günüydü. Ankara’da yaprak kımıldamıyordu. Genç bir adam evden çıktı, eşi birkaç adım ardından geliyordu. O gün Türk Dil Kurumu’nda kurultay vardı. Pek çok aydın, yazar ve şair kurultay için başkente gelmişti. Arabasına bindi. Bir karaltı hissetti ama çok geçti. Bedrettin Cömert, iki katilin açtığı çapraz ateş sonucu oracıkta can verdi. Eşi Maria ise ağır yaralandı. Kötü haber tez yayılır derler. Genç bir kadın kurultaya inmeden önce Türk Dil Kurumu’nda sözlük kolunun geniş odasında radyoyu açtı. Sabah haberlerini dinlemek istemişti. Spiker, Bedrettin Cömert’in öldürüldüğünü söyledi. Genç kadın dondu kaldı. O gün öğlen yemeğe birlikte gitmeyi bir gün önce başlayan Türk Dil Kurumu kurultayında planlamışlardı. Koşar adım arkadaşlarına haber vermek için çıktı. Usul sesli bir çığlıkla “Vurmuşlar” diyebildi. O genç kadın annemdi.
***
Bedrettin Cömert öldürüldüğünde otuz sekiz yaşındaydı. Kısacık ömrüne koca bir dünyayı sığdırmıştı. Sivas Lisesi’ni yatılı öğrenci olarak okumuş, okulunu birincilikle bitirmişti. İtalya’dan burs alarak Roma Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı’nda öğrenim görmüştü. Yine Roma Üniversitesi Felsefe Enstitüsü’nden “Son Elli Yılda Türkiye’de Sanat Eleştirisi” konulu doktora teziyle mezun olmuştu. İstese okuduğu kent olan Roma’da kalabilir; orada üniversitede araştırmalarına devam edebilirdi. Ama Bedrettin Cömert, İtalyan eşi Maria’yı ikna ederek ülkesine dönmeyi tercih etti. Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’ne öğretim........
© Cumhuriyet Spor
visit website