Eskişehir’deki saldırının arka planı: Sosyal medyadan sokaklara taşan faşizm
İki gün önce Eskişehir'de 18 yaşındaki Arda K., kafasında kask, belinde balta, yüzünde maske ve üzerinde hücum yeleğiyle, çay bahçesinde oturan beş kişiyi bıçakla yaraladı. Arda K.’nın hücum yeleğinde Nazilerin ‘kara güneş’ sembolü vardı. Basın, saldırganın Tepebaşı Camisi’nin bahçesinde oturan insanları rastgele hedef aldığını ve bilgisayar oyunlarından etkilendiğini yazdı. Hatta bu ‘bilgisayar oyunu’ argümanı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı tarafından da kullanıldı. Ancak aslında hedeflerin hiçbiri ‘rastgele’ değildi ve konunun bilgisayar oyunlarıyla pek de alakası yoktu…
Çevresi tarafından ‘içine kapanık’ bir çocuk olarak tarif edilen saldırgan Arda K. saldırı öncesinde yayınladığı ‘manifesto’sunda açıkça nasyonal sosyalist olduğunu beyan ediyor ve insanları ‘böcek’ olarak nitelendiriyor. Arda K. ‘böceklerin temizlenmesi’ gerektiğini savunurken hiçbir şekilde insan ayrımı da yapmıyor. Yani bu faşist saldırının hedefi ‘rastgele insanlar’ değil insanların ta kendisi. Kaldı ki faşist saldırgan Arda K. sözde manifestosunda eylemini tetikleyen gücün ‘nefret’ olduğunu da beyan etmekten çekinmiyor. İnsanlığın karşısında konumlanışıyla da benimsediği nasyonal sosyalizm ideolojisiyle tutarlı hale geliyor. Ama dikkat, herkesten aynı oranda nefret etmiyor, göçmenlerden Kürtlerden ve komünistlerden ayrıca nefret ediyor. Bunu da not ederek ilk saldırı hedefinin bir Türkiye Komünist Partisi binası olduğunu da yazıyor.
(Arda K. adlı saldırganın saldırı ekipmanları. Üzerindeki faşist semboller dikkat çekici.)
(Arda K.'nın sözde manifestosundan saldırı planını anlattığı kısım)
80’li yıllardan bugüne dek sürdürülen neoliberal ekonomi düzeni ciddi bir kriz yaşıyor. Enflasyonun artışıyla alım gücü düşen emekçiler dünyanın her yerinde eylemler yapıyor. Hem Türkiye’de, hem de benzer sorunların yaşandığı diğer ülkelerde, halkların ekonomik istikrar ve güvenlik arayışının toplumsal çıktıları, bu tür saldırılarda olduğu gibi yine emperyalizmin çıkarına olacak ‘sivri uçlara’ kanalize ediliyor.
Göç krizinin yarattığı problemler, ekonomik istikrar ve güvenlik arayışı gibi toplumun gündeminde yakıcı bir yer tutan başlıklar, özellikle gençlik içerisinde sağ radikalizmin gelişmesine yol açtı. Gençler arasında aşırı sağ popüler oldu ve kendi içerisinde de radikalleşti. Esas olarak emekçiden kopuk (Arda’nın emeğiyle geçinen insanları böcek olarak tanımladığını hatırlayalım) lümpen bir ideoloji olan ırkçılık, Türkiye’deki mevcut problemlere bir tepki olarak görülüp benimsendi. Ancak, ırkçı sağ tarihin hiçbir döneminde kapitalizme rakip olmadı. Aksine kapitalizmi tehdit eden krizlerin ve emekçi hareketlerinin görüldüğü dönemlerde kapitalizmi terör yoluyla sürdüren bir ideoloji olarak egemen sınıfların hep yardımına koştu.
Türkiye’nin tartışmalı göçmen politikası toplumda bir tepki yarattı. Irkçılığın ortaya çıkışı da tam bu dönemde oldu. Ülkenin yakıcı problemlerine ilişkin, özellikle Atatürkçü ve cumhuriyetçi kesim içerisinde yuvalanmaya başlayan ırkçılık bu sorunu da istismar ederek........
© CGTN Türk
visit website