menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Linç Filmleri Festivali

38 6
13.12.2023

İnsan Hakları Belgesel Film Günleri’nin 14.’sü, şu günlerde sürüyor. Türkiye’de istikrarla, özenle sürdürülen kıymetli işlerden. Filmlerin 10-17 Aralık arasında çevrimiçi gösterime sunulduğu Hafta’nın bu yılki teması: “İşkence ve kötü muamele yasağı.”[2]

2019’daki 10. İnsan Hakları Belgesel Film Günleri’nde gösterilen bir film vardı: Terminalde Ölüm.[3] İsrail’de 2016’da gerçekleşen bir linç vakası. Beerşeba terminalinde otobüs bekleyen Eritreli gencin, “teröriste benziyor” diye linç edilerek öldürülüşünü gösteriyor. Hem İsrail örneğinde sıradan-gündelik ırkçılığı ve “terörist” heyûlasını, hem de linç ‘fenomenini’ konu etmesi bakımından, müstesna bir iş.

İnsan Hakları Belgesel Günleri misali, veya kadın filmleri festivali, işçi filmleri festivali misali, bir linç filmleri festivali veya … günleri de tertip edilebilir, memleketimizde.

2022 yılının üzerinde en fazla konuşulan iki filmini, Emin Alper’in Kurak Günler’i ve Özcan Alper’in Karanlık Gece’sinin, linçle ‘yakından’ ilgili filmler olduğunu hatırlayalım. Kurak Günler dramatik doruk noktasına linç girişimiyle yükseliyor, Karanlık Gece tamamen bir linç vakası etrafında dönüyor.

***

Sinemamızda klasik denebilecek linç filmi, Vurun Kahpeye’dir. Halide Edip’in aynı adlı romanından (1926), üç defa sinemaya uyarlandı: 1949’da (yönetmen Ömer Lütfi Akad; Sezer Sezin ve Kemal Tanrıöver), 1964’te (yönetmen Orhan Aksoy; Hülya Koçyiğit-Ahmet Mekin) ve 1973’te (yönetmen Halit Refiğ; Hale Soygazi-Tugay Toksöz). Roman, edebî kanonun mümtaz bir parçasıdır. Millî Mücadele döneminde, İstanbullu Aliye öğretmenin, ilk görevinde bir taşra kasabasında başına gelenleri anlatır. Kuvayı Milliye’yi destekleyen aydınlanmacı Aliye, Kuvayı Milliye’ye muhalif, hilafetçi, yobaz prototipi Hacı Fettah’la ihtilâf halindedir. Fettah’ın “kahpe” çamuru attığı genç öğretmen (bir Kuvayı Milliye subayıyla aşk ilişkisi vardır), bir linç saldırısının kurbanı olur.

Linç sahnesinde (Orhan Aksoy çekimini örnek alıyorum), Aliye öğretmenin haykırışı dikkate değerdir: “Daha düne kadar düşmanın adamlarıydılar… Beni değil asıl bunları öldürün. Bana değil, Fettah’a, Hüseyin’e vurun!” Bu sözler romandan alınmadır. Romanda, etraftan Aliye’yi kurtarmaya çalışanlardan da, “Önce bu hınzırları gebertelim,” diye bağıranlar çıkar. Can havliyle söylenmiş sözlerdir elbette; yine de bir haklı linç fikrini sezdirirler izleyiciye. Asıl gebertilecekler, asıl vurulacaklar vardır.

Klasik linç filmimizin, linçi bir skandal olarak ele alan klasik filmin, bir linç saldırısını bizzat bir barbarlık, bir insanlıktan-çıkma olarak görmekten önce, onun haklılığını, kime kıydığını kollayan bir tutuma göz kırptığını söyleyebiliriz, yani. Burada skandal, bizatihi linçten ziyade, lincin onu hak edenler yerine, hak etmeyenleri hedef almasındadır. Bu sahneyi, “Türkiyelinin linç karşısındaki davranışları” töresinin belirtilerinden biri sayabiliriz.

***

Güncel iki linç filminden önce kısaca, Bilge Olgaç’ın Kerem Korcan’ın aynı adlı romanından (1967) uyarladığı Linç filmini not edelim (1970). Hapishanede geçen bu filmin kahramanı Arap Kadir, gerek müdür ve gardiyanların uyguladığı, gerek mahpusların birbirlerine uyguladığı zorbalıklara karşı durur. Filmin sonunda, gardiyanların kışkırttığı mahkûmlar Kadir’i linç ederek öldürürler. Bu film, -tıpkı roman gibi-, linçi sorunsallaştırmakta Vurun Kahpeye’den ileridir. Linçi bizzat insanlık dışı bir hadise olarak resmeder.

***

Günümüz linç filmlerine, Karanlık Gece’ye ve Kurak Günler’e........

© Birikim


Get it on Google Play