Haysiyetli Popülizm
Yerel seçimlerde Hatay’da Gökhan Zan’ın nafile adaylığı, TİP ve popülizm etrafında epey münakaşaya yol açtı. Genellikle, TİP’i popülizm yapmakla suçlayan sesler yükseldi. Bundan iki hafta kadar önceki söyleşisinde, TİP milletvekili Ahmet Şık, bu tartışmalara girerken[1]; savunmayı iki ayrı cihette birden kurdu. Bir taraftan, popülizmle popülerlik arasındaki farkı gözetmek gerektiğine dikkat çekti; Gökhan Zan’ı aday göstermek, bir popülizm hamlesi değil popülerlik hamlesiydi. Solcu olmayan insanları kazanmak için popüler insanları aday göstermek, “sakıncasız”dı, meşruydu ona göre. Diğer taraftan, popülizme de sırt çevirmedi: “popülizmin de külliyen iyi ya da külliyen kötü” olmadığını söyledi. Şu kadar sadeleştirilmiş bir formülle: “Popülizm Erdoğan gibi Bolsonaro gibi Orban gibi insanların elinde faşizme yol açar, kötüdür. Bizim gibi insanların elindeyse iyi bir şeye yol açabilir.”
*
Erdoğan gibi-Bolsonaro gibi-Orban gibilerin “elindeki” popülizm, Ahmet Şık’ın da eline geçse, Erdoğan gibi-Bolsonaro gibi-Orban gibilerinki gibi olur. “Eldeki” popülizm, yani rejimleşmiş popülizm, yargının oyuncak edilmesi, özerk medyanın boğulması, siyasetin “hainler”e karşı linççi tantanaya ve kronik bir referandum kampanyasına[2] dönüşmesidir. (Bunun solla tek alâkası, bir ucundan, Stalinizm’i hatırlatması olabilir.)
Buna mukabil, bir söylem tarzı olarak popülizm, pekâlâ sol tarafından ‘kullanılabilir’. Popüler-demokratik’e yakın bir siyaset yordamını kastediyorum. Emekçilerin ve madûnların teşkil ettiği büyük çoğunluk adına konuşan, kamu âlem adına konuşan, hayata asalak olmuş müstebit bir azınlığa meydan okuyan, Nancy Fraser’in Âşık İhsanî üslubundaki terminolojisiyle “yamyam kapitalizm”e kahreden bir siyasal söylemi kastediyorum. Ahmet Şık’ın meramı da bu olsa gerek.
Sol popülizmin anlamını ve imkânını daha önce tartışmaya çalışmıştım.[3] Kapitalizm şu âhir çağında, emek süreçlerinin alabildiğine güvencesizleşerek aşırı esnekleştiği, hep geçici, hep geçici hale geldiği (prekarizasyon), toplumsal deneyimin kompartmanlara ayrıştığı (atomizasyon), bilinçlerin ve duygulanımların uyaranların fazlalığıyla ve sür’atiyle parça pinçik olduğu (fragmantasyon) koşullarda, içine doğulan (etno-dinsel-kültürel, cinsiyet…) kimlik dışında bir kimliklenmeye set çeken, adeta sistemik olarak örgütlenmiş örgütsüzlük koşullarında, anonim kere anonim kılınmış,........
© Birikim
visit website