Tehlikeli gidişata karamsar bakış
Bundan neredeyse 2 yıl önce bu sütunda "Rubicon’u geçmek" başlığıyla yazdığım yazıda (bkz. BirGün Gazetesi arşivi 11.2.2022) muhalefetin artık, "Söze bir nokta koyup eyleme geçmesinin ve kitleleri peşine takıp daha yüksek perdeden iktidarı uyarması gerektiği" konusunu ele aldığımı hatırlıyorum. O günlerin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, vatandaşa iyice zulmeder hale gelmiş olan elektrik faturaları konusunu gündeme getirerek, "bir üst boyutta eylem çağrısını" doğru bulduğumu ve yapılması gerekenin bu olduğunu yazmıştım.
Ama tarihin ve olayların akışı, hiç de umduğumuz yönde olmadı.
İlerleyen dönemde ülkenin seçim sath-ı mailine girmesi, CHP yönetiminin ittifak (Altılı Masa) derdine düşmesi, o dönemde tüm enerjisini muhalefet partilerini birleştirip rejimi değiştirme, daha doğrusu "Tayyip Erdoğan’ı tahtından indirme" çabasına girişmesinin, "toplumsal muhalefetin örgütlenmesi" fikrinden hızla ve iyice uzaklaşmasını beraberinde getirdi.
Aradan, tarihi bir seçim geçti. Muhalefet başarısız oldu. Başarısızlığın en önemli, bana kalırsa "kitlelere sorunları anlatamaması veya ikna edemesi" değil, "kitlenin oyuna sandıkta sahip çıkamaması"ydı.
∗∗∗
Hem parlamento seçiminde hem de cumhurbaşkanı seçiminde ortaya çıkan oy tablosu, ülkenin ve seçim öncesi meydanların ve halkın nabzı ile asla örtüşmeyen bir tabloydu. Bunu, iktidar da muhalefet de gayet iyi bilmekte ve iktidar "bizzat faili olduğu için", muhalefet de "başarısızlığını gizlemek için" itiraf etmedi, edemedi, edemez de.
Zaten en başta muhalefet, Anayasa’nın 101 ve 116’ncı maddelerine taban tabana zıt biçimde Tayyip Erdoğan’ın aday bile olamayacağı meselesini (gerçeğini) "mesele" yapmayarak tarihin en vahim hatasına imza atmıştı.........
© Birgün
visit website