O barikat, o barikatınız...
Çarşamba günü İstanbul Fatih’de, tarihi Bozdoğan Kemeri’nin önüne kurulmuş olan “yüksek yoğunluklu tahkimat” görünümlü polis barikatı, 1 Mayısların daha doğrusu yasaklı 1 Mayısların, faşist yasakların tarihi simgelerinden biri haline geldi, şimdiden…
Üniformalı kasklı insan vücudu, galvanize metaller, sert plastik kalkanlar ve benzeri malzemelerden müteşekkil o duvarın temelinde, Cumhuriyet tarihinin en pervasız, en sorumsuzca hak ihlâllerinin yanı sıra, yürürlükteki T.C. Anayasası’nın 34’ncü maddesi, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nın 3’ncü maddesi ve hepsinden de “taze bir hüküm” içermek suretiyle, Anayasa Mahkemesi’nin 12.10.2023 tarihli kararı vardı.
Hani meteoroloji jargonunda “perfect storm” (bilinen tüm unsurları ve en aşırı özellikleri ile bir araya gelmiş mükemmel fırtına) diye bir tabir vardır ya... Tam da öyle bir “mükemmel hukuksuzluk” abidesi gibi duruyordu o duvar orada.
∗∗∗
Temelinde, yukarıda saydığım unsurların yanı sıra, 2009 yılında AKP hükümetinin (evet, yanlış okumadınız. Bugünkü AKP hükümeti ve bugünkü “şahsım”) aldığı kararla “1 Mayıs’ın bayram ilan edilmesi”, bununla da yetinilmeyip 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarında “Tabuları yıktık” diyerek Taksim’de kutlanması gibi tarihi çelişki içeren emsaller bile vardı.
Başka bir tabirle, bu sayılanların “alayını toprağa gömüp”, üzerlerine tonlarca ağırlıkta beton döküp, o betonun üzerinde yanyana dizilen kasklı, kalkanlı, gaz bombalı, plastik mermili tertibat vardı.
Ama bütün bunlardan daha elim ve daha vahim olmak üzere...
O barikat, faşizmin “kendi yaptığı yasalara, kendi yapıp millete onaylattığı anayasaya, o anayasadaki ‘AYM kararları kesindir (...) Herkesi bağlar...’ şeklindeki kesin hükümlere”........
© Birgün
visit website