menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Medyada maaş-ücret tartışması

10 0
22.07.2024

Geçen hafta Faruk Bildirici kardeşim de bu konuya (birkaç star gazeteci ya da sunucunun yüksek paralar almasına, gazetecilerin büyük çoğunluğunun asgari ücrete yakın düzeyde para kazanmasına, en kötüsü de gazetecilerin kendi haklarını arayamamaları, seslerini yükseltememeleri konusuna) değinen bir paylaşım yapmıştı.

Hem kamuoyunda hem de doğal olarak kendi sektörümüzde hemen her gün tartışılan bir mevzudur bu.

Önce, gelebilecek muhtemel tepkilere “peşin bir yanıt” olarak şunu yazmalıyım:

Hiçbir meslektaşımı, “Neden şu kadar (kimi zaman milyon TL ya da dolar seviyesinde) para alıyor? Patronları neden bu kadar para ödüyorlar?” diye eleştirmem. Helal-i hoş olsun. Herkes kendisinin o parayı, hattâ daha da fazlasını hak ettiğini düşünebilir. Çok açık söyleyeyim, ben de şahsen piyasada telaffuz edilen o sayıların kimi zaman 3 kimi zaman da 5 mislini hak ettiğime inanırım. (Keşke benim çalıştığım kurumların patronları da buna inansa ve istemeden ödese(ydi)

Mesele, kişi bazında kimin neyi hak ettiği meselesi değil. Ortada başka yanlışlar var. Onlara değinmek istiyorum.

1- Gazetecilerin kendilerini birer medya emekçisi, birer fikir işçisi, fikir ve haber üreten meslek erbabı olduğunu değil, özellikle TV’lerde (ve bir dönem gazete köşelerinde) İngilizce tabirle “Celebrity” olarak görüp, sahne – ekran yıldızı statüsünde insanlar oldukları imajı ile kişisel ücret pazarlığına girişmesi. Medya patronlarının da rating vs. dürtülerle, bu insanlara bu muameleyi yapıp o paraları ödemeyi kabullenmeleri.

2- Gazetecinin (ısrarla bu sıfatı kullanıyorum. Magazin – eğlence programı yapanları ayrı tutarım. Benim kastım sadece benim meslektaşlarım. Benimle aynı işi yapanlar) bu ücretleri kişisel pazarlıkla aldıkları halde, bunu kabullenmemeleri,........

© Birgün


Get it on Google Play