Bu kadarına râzıysan eğer...
Ne güzel şarkıdır, “Begonvil”
Sezen Aksu’nun sözleri, Bülent Özdemir’in müziği ile dillerimize pelesenk olmuştur. Romantik bir sitemin, harf ve notalarla bu kadar dokunaklı ifade edildiği ender örneklerden biridir.
Nakaratın sonunda şöyle der Sezen:
“Bu Kadarına Razıysan, Yaşa Gitsin...”
Bu yazıyı yazarken de sonuna kadar açtım sesini, onu dinliyorum.
Geçen gün adam çıkmış televizyonda avazı çıktığı kadar bağırıyordu:
“Bir takım cibilliyetsizleeeer!..”
O rahatsız edici sesi de bastırır belki, diyerek.
Neymiş efendim? O’nun çok sevdiği ve ideolojik yoldaşlık içinde olduğu ve dünyaca terörist olarak tescillenmiş birini biz sevmiyormuşuz. Sadece biz değil, on milyonlarca kullanıcısı olan bir sosyal medya uygulamasının işletmecileri de sevmiyormuş. Hatta, o şahıs için tek başına “kafadan” ilan ettiği milli yas da eleştiriliyormuş. Bunun adı da “cibilliyetsizlikmiş”
Şimdi burada, “asıl cibilliyetsizlik...” diye başlayan milyonlarca maddeden oluşan bir liste yapmak mümkün de...
Yerimiz dar. Kısa bir liste de kesmez beni. Kalsın şimdilik.
Aynı günlerde, Anayasa Mahkemesi (AYM), ki kararlarının herkesi bağladığı Anayasa tarafından emrediliyor, Hatay Milletvekili Avukat Can Atalay’ın “hukuk darbecilerinin tüm söylemlerine ve yok hükmünde kararlarına rağmen” milletvekili unvanını koruduğuna hükmetti. Hem de 3’ncü kez bu yönde aldığı kararla. TBMM’nin “Milletvekilliğini düşürdük” kararının da yok hükmünde olduğunu söyledi.
Buna rağmen, Saray’ın bir “Uçuk” bürokratı “Anayasa Mahkemesi kim lan?.. Aldığı karar yok hükmündedir” gibilerden vızıldadı. Resmen şunu demiş oldu:
“Biz siyasi otorite olarak (kendisini Anayasa’nın ve AYM’nin üzerinde gördüğü yetmiyormuş gibi, seçilmiş bir siyasi yönetici gibi de........© Birgün
visit website