Yaşadın mı büyük yaşayacaksın
“Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına…” diyordu sevgili Ataol Behramoğlu “Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var” şiirinde. Büyük yaşamış, iz bırakmış tüm değerlerimizi selamlayarak başlayalım yazımıza. Hafta içinde 68 kuşağının devrimci önderlerinden Mahir Çayan ve arkadaşlarını andık katledilişlerinin 51’inci yılında… Ardından, Gezi direnişinin 11’inci yıldönümünde direniş sürecinde yaşamlarını yitiren cesur yürekleri andık… Gençlerin ilham kaynağı üç büyük ustayı da Haziran’ın ilk günlerinde anıyoruz.
Bugün, 2 Haziran, büyük şair Ahmed Arif’in 33’üncü ölüm yıldönümü. Diyarbakırlı şair yaşamı boyunca “kan tutmuş korsanlar, haramla beslenmiş azgın, düzmece peygamberler ve cüceleri ve iğdiş ve aptal kölelerine karşı” durdu… Hapislerde prangalar eskitti… “Vurun ulan, vurun, ben kolay ölmem” dedi… Bugün aynı zamanda büyük yazar Orhan Kemal’in 54’üncü ölüm yıldönümü. Şiirden romana edebiyatın pek çok türünde ürün veren, yapıtları sahnelere ve beyazperdeye yansıyan, toplumcu yazınımızın büyük ustasını sevgili dostum Yunus Bekir Yurdakul’un “Ölmeden İyi İnsanlar - Sanat İnsanlarından Güldüşün Anıları” kitabından bir alıntı ile anmak istiyorum: “Ne dediğini bilen bir yazar için sınıflar dışında bir edebiyat yoktur” diyen Orhan Kemal, öykü ve romanlarında haksızlığı, yoksunluğu, toplumsal çelişkileri anlattığı için birçok kez yargılanmıştı. Yine böyle bir davada, yargıcın “Niye hep yoksulları anlatıyorsun?” yollu sorusuna verdiği şu yanıtla aklanmıştır: “Ben ciddi bir yazarım. Zenginleri bilsem onları yazardım. Fakirleri bildiğim için fakirleri yazıyorum”.
Yarın günlerden Nâzım
Ve yarın, 3 Haziran şair babanın, Nâzım Hikmet’in 61’inci ölüm yıldönümü. İstanbul, İzmir, Eskişehir, Ankara, Muğla, İzmit, Hopa’da anma toplantıları yapılacak. Manisa ve Kırşehir belediyelerinin de ilk kez Nâzım anması ile adını andığımız kentlerin yanına katması sevindirici. Yalnızca dokuz kentten haberimiz var; diğerlerinin akıllarına gelmediyse çok yazık… Yerel yönetimlerin görevlerinden biri de, somut olmayan kültürel mirasımıza sahip çıkmak değil mi? Acaba kaç kentimizde Nâzım’ın adını taşıyan bir park, bir cadde, en azından bir yontu var? Elbette, diğer yazarlarımız, sanat insanlarımız için de geçerli aynı soru… Yerel yöneticilerin kendi kentlerinde doğmuş/yaşamış sanatçıları anımsamalarını bekliyoruz.
Nâzım Hikmet üstüne sayısız kitap yazıldı, ülkemizde ve başka ülkelerde. Birkaçını anımsatmak isterim. Küçükçekmece Belediyesi’nin yayımladığı M. Melih Güneş’in “Nâzım Hikmet’in Ellerinin İzinde” kitabı, Nâzım’ın dünya üzerinde yayımlanmış tüm kitapları ve yazarın Moskova’daki çalışma odasında bulunan kitapların dökümünü içeren, bu kitapların kapaklarından ya da içlerindeki görsellerden örnekler........
© Birgün
visit website