Siyasetsiz festival olur mu?
Dünyanın üç büyük festivalinden biri olan Berlin Film Festivali’ne siyaset her zaman damgasını vurmuştur. Bu yıl da gelenek bozulmadı. Festival yönetimi önümüzdeki perşembe akşamı açılacak olan festivalin açılışına ülkenin en tartışmalı sağ partisi AfD’nin yöneticilerini davet etmediklerini bir basın bildirisi ile duyurdu. Kısaca ‘Berlinale’ olarak tanınan festivalin her zaman demokratik değerlere bağlı kaldığını, özgür ve hoşgörülü bir toplumdan yana olduğunu vurgulayan festival yöneticileri Mariëtte Rissenbeek ve Carlo Chatrian, aşırı sağın söylemlerine karşı olduklarını, bunun bir göstergesi olarak ayrımcılığa, ırkçılığa dönük siyaseti ile prim yapan bir siyasi partinin temsilcilerini festivallerinde görmek istemediklerini açıkladılar.
AfD’nin görüşlerinin demokrasinin temel ilkeleri ile taban tabana zıt olduğunu söyleyen festival yöneticileri, söz konusu siyasi partinin tekçi bir toplum talep eden, göçmenlerin sınır dışı edilmesini savunan ırkçı politikaları ile ‘homofobik’ tavrının Alman toplumu için bir tehlike oluşturduğunu, anti-semitizmin ve anti-İslam görüşlerin yaygınlaştığını, ifade özgürlüğünün tehdit altında olduğunu belirterek, toplumu ve tüm siyasi partileri uyarmayı bir görev bildiklerini söylüyor.
Bu tavır sinema çevrelerinde olumlu yankılanırken, Almanya’da iktidarı paylaşan üç partiden -SPD (Sosyal Demokrat Parti), Yeşiller ve FPD (Hür Demokrat Parti)- bir yorum gelmedi. Belki bu görüşlere katıldıkları için, belki de sanat insanlarının siyasi görüşlerini ortaya koymalarını çok doğal gördükleri için. Sözün burasında, Almanya’daki siyasal ortama ilişkin biraz bilgi vermekte yarar var sanırım. Yükselen enflasyon ve yoksulluk iktidardaki partileri yıpratırken, sağ partiler göçmen karşıtı politikaları ile prim yapıyor. Federal hükümet halkın üçte ikisinin desteğini yitirmiş durumda. Son anketlerde Hristiyan Demokratlar (CDU/CSU) ' ile birinci sırada çıkarken, oyunu en hızlı artıran parti AfD ! ile ikinci sırada. SPD oyları ise ’ye düşmüş durumda. Kısacası, Almanya faşist söylemlere bir kez daha teslim olma tehlikesi ile karşı karşıya…
Özgür toplum için özgür sanat
Avrupa’da sanata tanınan özgürlük ve özerkliğin örnekleri Berlin’le sınırlı değil elbette. Cannes ve Venedik festivallerinde de ifade özgürlüğünü savunan sayısız eylemin gerçekleştiğini biliyoruz. İran İslam Cumhuriyeti’nin ve diğer totaliter rejimlerin sansür uygulamaları, Ukrayna’daki Rus işgali gibi çeşitli nedenlerle açıklamalar yapan Berlin Festivali bu yıl da yarışmaya seçtiği İran filminin yönetmenlerinin festivale katılımlarının İran yetkililerince........
© Birgün
visit website