Hollandalı uyuşturucu baronu ‘Tombul Jos’ lakaplı Joseph Johannes Leijdekkers’in Türkiye’de bir süre kaldığı belirlenmiş ve 13 Haziran 2023’te operasyon dalgası başlamıştı. Alman, Sırp, İspanyol uyuşturucu kaçakçıları da dosyaya eklenmiş, Türkiye’nin en büyük baronlar davası açılmıştı. İddianamede 1979 Kastamonu doğumlu Abdullah Alp Üstün’ün ‘Tombul Jos’un arkasındaki güç olduğu, uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı ve kara para akladığı öne sürülmüştü. 13 ay tutuklu kalan Abdullah Alp Üstün ve tüm sanıklar, iki hafta önce İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gece saat 02.30’e kadar süren duruşmada tahliye edildi. Savcılığın itirazı üzerine 5 gün sonra İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, Abdullah Alp Üstün ve diğer 6 sanığın tekrar tutuklanmasına karar verdi. Ancak ev hapsi kararıyla bırakılan Abdullah Alp Üstün ve diğer sanıklar kayıplara karışmıştı. Halen firari olan Abdullah Alp Üstün ile röportaj yaptım.

İddianamede sizin ‘Tombul Jos’un da arkasındaki büyük uyuşturucu kaçakçısı olduğunuz yer alıyor. Siz uyuşturucu baronu musunuz?

Hayır asla değilim. Ne Türkiye’de ne de dünyanın herhangi bir yerinde bir sabıkam yok. Ben Jos ile 2021 yılında tanıştım. Onun suçlandığı olaylar 2020’de başlıyor. Nasıl bu kişinin arkasındaki güç olabilirim?

Neden sahte pasaport kullandınız?

Türkiye’deki vergi borcumdan dolayı yurtdışına çıkış yasağı konulmuştu. Yurtdışındaki işlerim nedeniyle bunu yapmak zorunda kaldım.

Mersin’de, İstanbul’da uyuşturucu davalarında sanık olduğunuz belirtiliyor. Bu davalardan ceza almadınız mı?

Mersin’deki dava bir çalışanımızla ilgiliydi. Bir gün bile bu davadan hapis yatmadım. Savcı da beraatimi istedi ve beraat ettim. İstanbul’da 2016 yılında açılan bir dava vardı. Ben bu davayı bilerek 2020 yılında İstanbul’a geldim ve havalimanında gözaltına alınıp tutuklandım. 80 gün hapiste kaldım. Son olarak ben hapisteyken bu davadan da beraat ettim. Savcı, iddianameye konsolosluk araçlarıyla uyuşturucu kaçakçılığı yaptığım iddiasıyla yargılandığım bir dava olduğunu yazmış. Ben bu davada sanık, tanık bile değilim. İnternet haberini iddianameye koymuş. (Not: İddianameyi gönderdi, sanıklar arasında yok.)

Türkiye’nin Kırmızı Bülten ile aradığı Naci Yılmaz’ın kara parasını Türkiye’de şirketler kurarak akladığınız iddia ediliyor. Bu doğru mu?

Para aklamamız için ortada para olması lazım. Ortada para yok. Ben Naci Yılmaz’ı tanımıyorum. Ağabeyi Tekin Yılmaz’ı 20 yıldır tanırım. Laleli’den Rusya’ya tekstil ve parfüm ticaretini birlikte yapıyorduk. Tekin Yılmaz, 52 yaşında, bu olaya kadar bir kez bile gözaltına alınmamış biri. Şirket kurduk, Bodrum’da bir mekan açtık. Halen ayda 620 bin TL kredi ödüyoruz, madem para var, biz neden kredi ödüyoruz? Bir de birlikte satın aldığımız metruk bir bina var.

Siz hangi işleri yapıyorsunuz?

Esas olarak tekstil ve otomotiv ile uğraşıyorum. Genellikle yurtdışına satış yapıyoruz. Ayrıca kuyumculuk yapıyorum. Avrupa’daki 170-180 kuyumcuya işlenmiş altın tedariki sağlıyorum.

İddianamede Quasar Rezidans’ta kara para ile daireler satın aldığınız anlatılıyor. Bu lüks rezidanstaki daireleri kara parayla mı aldınız?

Ticaretle sağladığım birikimimi buralara yatırdım. Bir de bankada altınım var. Türkiye’deki mal varlığım bundan ibaret. Ben 25 yıllık ticaret insanıyım. Ben ilk işimi kurduğumda Jos, 7 yaşındaydı yani.

İddianamede Tombul Jos’un arkasındaki ismin siz........

© Birgün