‘Dağ Türkleri’
Erken Cumhuriyet yazınının en ilgi çekici ifadelerinden birisi “Dağ Türkleri” idi. Hemen her şeyin Türklük etrafında tanımlandığı; buna göre kabul ya da reddedildiği zamanlarda üretilmiş tuhaf bir ifadeydi. ‘Tuhaf’ diyorum, çünkü bir yandan nüfus sayımlarında ‘Anadiliniz nedir?’ diye sorulup tüm kimlikler kaydediliyor, diğer yandan Türk olmak dışında herhangi bir etnik kimliğin varlığını kabul etmek yerine, yok sayılması tercih ediliyordu. İşte ‘Dağ Türkleri’ ifadesi aslında Kürtler’in diğer adıydı. Sanki Kürtlerden bahsedilmezse yok olacaklarmış gibi.
Yine de kimi zaman diğer kimliklerden ve tabii Kürtlerden bahsedildiği olmuştu. Ama bu da daha çok aşağılamak veya dışlamak anlamında bir kullanımdı. Mesela Kütahya milletvekili Naşit H. Uluğ aynen şöyle yazmıştı: “Toprağa ot gibi bağlı adama Kürt derler. Kürt toprakla alınıp satılır, toprağa sahip olanların malıdır. Türk’ün başı yukarıdadır. Esirlik damgasını alnına vurdurtmaz. Bir Türk’ün köyüne çökebilmek için, onu önce Kürtleştirmek şarttır.”
Bu tuhaf durum bazen çok daha zorlama teorilerin inşa edilmesine yol açmıştı. Mesela Kürt coğrafyasındaki nüfusun büyük çoğunlukla aslında Türk olduğu ama asırlar boyunca ağalar ve şeyhler eliyle Kürtleştirildiğini iddia eden bir yazın üretilmişti. Dolayısıyla bunların yeniden Türkleşmesini sağlamak gibi bir de ‘milli’ görev belirlenmişti. Cumhuriyet rejiminin bu politikasının toplumsal maliyeti, bugün dahi........
© Birgün
visit website